Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, Kıbrıs Türkü’nün Doğu Akdeniz’deki doğal gazdan hakkını alabilmesi için inisiyatif alacağını ifade etti.
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay yaptığı yazılı açıklamada, hâlâ kapsamlı çözümün zemininin konuşulduğuna dikkat çekti ve “İki toplumlu, iki bölgeli federasyon” cümlesinden iki taraf farklı şeyler anlamaya devam ettiği sürece müzakerelerin hiçbir anlamı olmadığını söyledi.
Özersay açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“52 senemizi verdik buna. Doğal gaz konusunda ya ilgili taraflar bir araya gelecek ve bu konuda görüşecek ya da Kıbrıs adası ve etrafındaki kaynakların paylaşılması ve Kıbrıs ile Türkiye’nin deniz yetki alanlarıyla ilgili Rum tarafı, Türkiye ve biz masaya oturacağız. Bunu zorlamak gerekir. Bu doğal gazdan hakkımızı alacağız. Yeni cumhurbaşkanının bunu sağlaması, inisiyatif alması gerekir.”
“EKONOMİYİ CANLANDIRACAK ADIMLAR ATMALIYIZ”
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkmasıyla birlikte ürünlerin yeniden 1974-1994 arasında olduğu gibi İngiltere’ye doğrudan ihraç edilmesinin kapısını açmayı vadettiğini söyleyen Özersay, bu konuyu da takip edip hayata geçirebilmek için bir özel temsilci görevlendireceğini kaydetti.
Özersay, “Pazar ve piyasa bulmak demek üretime dayalı bir ekonomi yaratmak demektir. Bu çok önemlidir” dedi.
“CUMHURBAŞKANI HAKLARIMIZI VE DURUŞUMUZU DOĞRU ANLATMALIDIR”
Yıllardır üzerinde çalıştığı Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türkü’nün yönetiminde açılmasının yeni iş alanlarının açılması ve ekonomiye katkısı anlamında bir nefes olacağını söyleyen Özersay, bunu Kıbrıs Rum tarafının dengesini bozan, ezber bozan bir adım olarak tanımladı.
Özersay şöyle devam etti:
“Kapalı Maraş’ın açılması 6 yıldır anlattığım, altını doldurduğum bir konudur. Dışişleri Bakanı olarak göreve geldiğimden beri bir çaba ortaya koydum ve bu bir hükümet politikasına dönüştü. Maraş’ı açma işini hafife almak doğru değildir. Bizim ihtiyacımız Rum tarafının yapacağı muhtemel kara propagandaya karşı uluslararası hukuk çerçevesinde önleyici tedbirler almaktır. Bu da yeni cumhurbaşkanının görevidir. Uluslararası alanda yapacağı temaslarla net bir biçimde dünyanın bunu doğru anlamasını sağlayacak ve Rum tarafına fırsat vermeyecek. Kıbrıs Türk tarafının tartışmasız temsilcisi olarak kabul edilen toplum lideri, yani cumhurbaşkanı çok iyi bir anlatıcı olmalıdır. Duruşumuzu, haklarımızı, menfaatlerimizi iyi anlatmalıdır. Seçimin sonrasında bu envanter çalışması tamamlanır. Göreve gelmem halinde bir iki ay içinde uluslararası alanda ön hazırlığını yapar, sene sonuna doğru da gerekli adımları atarım. Böylece bu proje hayata geçer. Bunun ekonomik getirisi de olur.”