Kuzey Kıbrıs’ta iş insanlarının % 88’i ülkede yolsuzluk olduğuna inanıyor. İş insanlarının % 12’si “rüşvet vererek” işini yaptığını da kabul etti. Uluslararası Şeffaflık Örgütü kriterleri dikkate alınarak Kuzey Kıbrıs’ın yolsuzluk puanı 36 olarak açıklandı. Dünyadaki ortalama rakamın 43 olduğu belirtildi

“Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı: 2020 Raporu” bugün açıklandı. Rapora göre, “Yolsuzluk” ve “rüşvet” ülkeyi fena kemiriyor.

Yolsuzluk raporu hazırlanırken görüşülen iş insanlarının %88’i “yolsuzluk ve rüşvetten” şikayetçi olurken, %12’si “iş yaptırabilmek için” açıkça rüşvet verdiğini itiraf etti.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International, TI) her yıl yayınlanan, fakat ülkemizi kapsamayan, Yolsuzluk Algı Endeksi (Corruption Perceptions Index, CPI) metodolojisini temel alarak yapılan çalışmada Kuzey Kıbrıs’ın yolsuzluk puanı 36 olarak açıklandı.

TI, Dünya’daki 180 ülkenin ortalama yolsuzluk puanını 43 olarak açıklarken, KKTC 36 puanla 106’ncı sırada yer aldı.

“Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı 2020 Raporu” Ömer Gökçekuş ve Sertaç Sonan tarafından sunuldu. Rüstem Kitabevi’nde düzenlenen tanıtım toplantısına gazeteciler yanısıra bazı siyasiler ve bürokratlar da katıldı.

Düşünce kuruluşu Friedrich Ebert Vakfı tarafından desteklenen raporun sunumuyla ilgili toplantının açılışını da Kıbrıs temsilcisi Hubert Faustmsnn yaptı.

Sertaç Sonan, çalışmanın amacı ve yöntemini özetledi, ülkedeki yolsuzluk algısını ölçmek ve iş insanların nabzını tutarak, politika önerileri yapmak istediklerini ifade etti. “Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı 2020 Raporu” oluşturulması için uzmanlarla görüşüldüğünü aktaran Sonan, Lipa araştırma kurumunun 351 iş insanıyla Lipa tarafından anket yapıldı.

Ömer Gökçekuş da yaptığı değerlendirmede, ülkede durumun hiç açıcı olmadığını belirtti. Bu yılki çalışmada hem yolsuzluk algısının arttığını hem de kamu kaynaklarının istismarının öne çıktığını vurguladı.

İş insanlarının üçte ikisinin yolsuzluğu önleyecek mekanizmalar olduğuna inanmadığını belirten Gökçekuş, “siyasi atama yapılmaması, tüm fonların denetime tabi olması, şeffaf mal bildirimi ve bilgiye erişim” önerdi.

Gökçekuş, bir soruya karşılık, “Yolsuzluk memurların ve siyasetçilerin arasında oynanan bir oyun değildir, bunu teklif edenler ya da kabul edenler de yolsuzluk sürecinin içindedir” dedi.

İŞ İNSANLARIYLA YAPILAN ÇALIŞMANIN ÇARPICI SONUÇLARI

1. Yolsuzluk yaygındır ve ciddi bir sorundur

Ankete katılan iş insanlarının %88’i Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) rüşvet ve yolsuzluk olduğunu düşünmektedir. Dahası, %58’i yolsuzluğun ‘çok ciddi bir sorun’ olduğu kanaatindedir.

2.Yolsuzluk en fazla kamuya ait taşınmazların kullandırılmasında gerçekleşmektedir

Katılımcılara göre ‘rüşvet ya da el altından fazladan ödeme yapmanın’ en yaygın olduğu üç işlem şu şekilde sıralanmıştır: Katılımcıların %55’i ‘kamuya ait arazi ve binaların tahsisi ve kiralanması’ işlemlerinde rüşvetin çok yaygın olduğunu düşünmektedir; bunu ‘teşvikler’ (%46) ve ‘kamu ihaleleri ve izinler’ (%45) takip etmektedir.

Rüşvetin en az olduğu alanlarsa şunlardır: Katılımcıların yarısından fazlası (%53) ‘devletten elektrik, su ve telefon gibi hizmetleri alırken’ rüşvetin hiç olmadığını söylemiştir. Bunu ‘yargı kararlarını etkilemek’ (%44) ve ‘belediye hizmetleri (%33) takip etmiştir.

3. Yaklaşık olarak her 10 iş insanından biri son bir yılda fiilen rüşvet vermiştir

Yukarıdaki soruya devam niteliğinde bu yıl ilk kez sorduğumuz ‘son bir yıl içerisinde yukarıdaki hizmetlerden herhangi birini almak için ilgili yetkiliye rüşvet ya da hediye vermeniz ya da bir iyilik yapmanız gerekti mi?’ sorusuna katılımcıların %12’si ‘evet’ cevabı vermiştir.

2019 yılında benzer bir soruyu farklı bir çalışma için halka sorduğumuzda ‘evet’ cevabı verenlerin oranı %7 çıkmıştı.

4. Kamu kaynakları siyasetçiler ve üst düzey memurlar tarafından istismar edilmektedir

Ankete katılanların %57’si kamu kaynaklarının bakanlar/yetkililer tarafından kişisel ya da partisel amaçlarla ‘çok yaygın’ şekilde kötüye kullanıldığını düşünmektedir. Siyasetçiler (%55) yolsuzluğun ‘çok yaygın’ olduğu grup olarak görülmekte; onları üst kademelerdeki memurlar (%46) takip etmektedir.

Ankete katılan iş insanlarının sadece %23’ü alt kademelerdeki memurlar arasında yolsuzluğun ‘çok yaygın’ olduğu düşüncesine sahiptir.

5. Yolsuzluğu engelleyecek kurumsal altyapı zayıftır

İş insanları arasında, ‘kamu kaynaklarının tahsisi ve kullanımını düzenleyen ve hesap verebilirliği sağlayan kesin prosedürler’ bulunmadığını düşünenlerin oranı %65’tir. ‘Kamu maliyesinin idaresini denetleyebilecek nitelikte bağımsız kurumlar’ olmadığını düşünenlerin oranıysa %67’ye ulaşmaktadır. Kesin prosedürler olduğunu düşünenlerinse sadece %21’i bunların istismarı engellemekte ‘çok etkili’ olduğunu düşünmektedir.

Benzer şekilde, bağımsız mali denetim kurumları bulunduğunu düşünenlerin sadece %19’u bu kurumların yolsuzluğu engellemekte ‘çok etkili’ olduğuna inanmaktadır. Ankete katılan iş insanlarının yargının siyasi iktidar sahiplerini yargılayabilecek kadar bağımsızlığa sahip olduğuna olan inançları da güçlü değildir: ‘Kamu kaynaklarını istismar eden bakanları/yetkilileri yargılayacak güce sahip bağımsız bir yargı var mı’ sorusuna ‘evet’ cevabı verenlerin oranı %26’dır. ‘Evet’ cevabı verenlerin içindeyse sadece %24’lük bir kesim yargının siyasi iktidara sahip olanların yolsuzluk yapmasını engellemekte ‘çok etkili’ olduğunu düşünmektedir.

6. Yolsuzluğu caydırması beklenenler başarılı değildir

‘Yolsuzluk ve usulsüzlüklerle mücadele etmesi ya da bunları ifşa etmesi gereken kurumlar sizce bu işte ne kadar başarılıdır/etkilidir?’ sorusuna ‘son derece başarılı/etkili’ cevabı verenlerin oranı çok düşüktür.

En etkili bulunan, katılımcıların %41’i tarafından çok başarılı bulunan sosyal medyadır; ikinci sırada Polis (%31), üçüncü sıradaysa Mahkemeler yer almaktadır (%29). Sıralamanın en sonundaysa katılımcıların

%62’sinin hiç başarılı bulmadığı Meclis ve Başbakanlık Denetleme Kurulu bulunmaktadır; onları %55’le Sayıştay takip etmiştir.

7. Yolsuzlukla mücadelede Hükümet çok başarısızdır

Katılımcılara yolsuzlukla mücadele konusunda özel olarak Hükümeti ne kadar başarılı buldukları da sorulmuştur. Ankete katılanların sadece %9’u Hükümeti bu konuda ‘çok başarılı’ bulurken %65’i ‘çok başarısız’ bulduğunu ifade etmiştir.

8. Dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekillerinin caydırıcı bir ceza alması beklenmemektedir

‘Son 2 yıl içerisinde haklarındaki yolsuzluk suçlamalarından ötürü iki milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmış’ olduğu hatırlatılıp, katılımcılara, ‘dokunulmazlıkları kaldırılan ve yargılanmalarının önü açılan iki milletvekilinin hukuki süreç sonunda caydırıcı bir ceza alacağını’ düşünüp düşünmedikleri de sorulmuştur.

Katılımcıların büyük bir çoğunluğu (%81) bu milletvekillerinin caydırıcı bir ceza almayacaklarını düşündüklerini ifade ederken, sadece %8’lik bir kesim mahkeme süreci sonunda caydırıcı bir cezanın verileceğine kesin bir inanç belirtmiştir.

9. Seçimlerde maddi menfaat vaat edilmesi çok yaygındır

Son olarak, katılımcılara siyasal yolsuzluk konusunda da bir soru sorulmuştur. Verilen yanıtlar ülkemizde ‘seçmenlere belirli bir şekilde oy kullanmaları için para ödenmesi ya da özel bir menfaat vaat edilmesinin’ olağan bir şey olduğunu ortaya koymaktadır. Katılımcıların, %70’i bunun ‘sıklıkla’ ya da ‘çok sık’ gerçekleştiğini ifade etmiştir. 2019 yılında benzer bir soruyu farklı bir çalışma için halka sorduğumuzda bu cevabı verenlerin oranı %52 düzeyinde çıkmıştı.