Şenkul’un paylaşımı şöyle:

“Kısa süre önce İngiltere’den Kıbrıs’a döndük,
Londra-İstanbul uçağı full, İstanbul-Ercan uçağı ise 14 kişi ile Kıbrıs’a geldik.
Kısa bazı notları yazayım, yöneticiler özellikle okusun;

1-)Uçakta doldurmamız İçin form verildi ancak çoğu insan bu işlemi baştan savma yaptı, verilen bilgilerin doğruluğu hiç sorgulanmadı.
2-)Ardından termal kamera önünden geçildi ve pasaport kontrolü esnasında adres ve telefon numarası ile gerektiğinde alıkonulmak için imza alındı, ne yazık ki bu noktada da verilen bilgilerin doğruluğu kişinin inisiyatifine bırakıldı.
3-) Bence en önemli konu bizim gibi riskli ülkelerden gelenlerin 14 gün evde kalmasını sağlamak ve 0 risk adına herhangi biri ile temasını engellemek olmalıdır bu noktada ciddi eksiklikler var ;
a-) pasaport kontrolü yapan polisler tamamen korumasız, biz pasaportları elimizdeki alkollü bezler ile silip verdik ama herkes böyle yapar mı emin değilim.
b-)kimseyi riske atmamak adına ben arabamı alana getirtip, çalışanım ile temas etmeden anahtarları anlaştığımız yere bırakmasını istedim ve bu şekilde Havaalanından kalacağımız yere geldik ama bu noktada büyük eksiklik var işte, biz taksi ile gelsek 14 gün evde kalmamızın ne anlamı kalırdı?
Bu sebeple bence devlet bu transfer işini kendi üstlenmeli böylece hem ikamet adresi tespit edilir hem de yeteri kadar önlem almayan herhangi bir taksiciyi riske atmamış oluruz.
Son olarak da park ücreti alan arkadaş da 0 koruma ile ücret alır, biz onu da koruyacak şekilde davrandık ama bu noktada da önlem şart.

Biz 14 gün evdeyiz, mecbur olmadıkça herkes de evde olursa bu süreç en az vaka ile atlatılır.”