UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, özel bir tv kanalına katılarak hem gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, hem de faili meçhul olarak kalan ve KKTC’yi derinden yaralayan Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili görüşlerini aktardı..

Hasipoğlu, Kutlu Adalı cinayetinin siyasi bir malzeme haline dönüştürülmemesi gerektiğini ifade ederek, her şeyin 1990’lı yıllarında belgelerin yayılmasıyla başlandığını açıkladı. O dönemin Başbakan’ı Tansu Çiller’in açıklamasını hatırlatan Hasipoğlu, kendisinin şahsi olarak katılmadığını ve ülkede polis teşkilatıyla kolluk güçlerinin olduğunu hatırlatarak, “Bu işin temliği olmaz. Bir ülkede kimin ne iş yapacağı bellidir” dedi.

Hasipoğlu, yasal olmayan bir şeyin meşru da olamayacağına vurgu yaparak, ceza davalarında zaman aşımı olmadığını ve bu konuyla ilgili herhangi bir belge, bilgi veya emarenin çıkması durumunda Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili Araştırma Komitesi’nin oluşturulmasında UBP kanadının buna destek vereceğini söyledi.

Polis ve Savcılık kurumunun yargı erki olduğunu ve bu anlaşma tahtında Türkiye Cumhuriyeti polis ve makamlarıyla ülkemizdeki polisin istişare halinde olabileceğinden bahseden Hasipoğlu, kim olursa olsun bir cinayetin faili meçhul olarak kalmasına göz yummayacaklarını belirtti.

Hükümet ve Cumhurbaşkanlık arasında bir iletişim sorunu olmadığını ifade eden Hasipoğlu, sınır kapılarının açılımı noktasında son safhaya gelindiğini aktardı. Hasipoğlu, KKTC açısından herhangi bir sorun olmadığını kaydederek, açılım konusunda gelecek hafta önemli gelişmeler olacağını belirtti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Güney Kıbrıs’a gitmesi konusuna da değinen Hasipoğlu, Ortaya konulan ögelerin ne olduğunu herkesin bildiğini söyleyerek, 2 toplumlu Egemen Devlet önerisi sunulduğunda, masanın çökmesi beklenirken BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bu işin peşini bırakmayacağını ve toplantılara devam edeceğini söylediğini hatırlattı.

Hasipoğlu, tek alternatifin ‘Federasyon’ olduğu anlayışının doğru olmadığını ancak muhalefetin hükümet Cenevre’deyken Güney Kıbrıs ile görüştüklerini ve bunun doğru olmadığını kaydetti.

Güney Kıbrıs’ta ne olursa olsun muhalefetle hükümetin birlik içinde olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, bu kadar zaman ‘Federasyon’un savunulduğunu ancak şu andan itibaren ‘2 devletli çözüm’ modelinin artık konuşulacağını ifade etti.

Hasipoğlu, bundan 17 yıl önce Annan Planı’na KKTC’nin ‘Evet’ derken Güney Kıbrıs’ın ‘Hayır’ dediğini hatırlatarak, o zaman Ersin Tatar gibi birinin başta olmuş olsaydı bu zamana dek 100’e yakın ülkenin KKTC’yi tanımış olacağını söyledi.

Cenevre’de yapılan 5+1 toplantının sonuna doğru BM Genel Sekreteri Guterres’in “Ortak bir zemin ve vizyon bulacağım. Bir kez daha denemek istiyorum. Sizinle 2-3 ay sonra yeniden toplantı yapmak istiyorum” dediğini anlatarak, Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in buna itafen toplantıya katılabileceğini ancak KKTC’nin bazı tutumlarından vazgeçmesi gerektiğine dikkat çekti.

Hasipoğlu, Güney Kıbrıs’ın hala 1967 yılında ülkeyi KKTC’lilerin terk ettiği yönünde görüş belirttiklerini ifade ederek, KKTC’nin hem koydukları öneriler hem de dış politikadaki proaktif adımlarının duruşunu açıkca sergilediğini belirtti.

Ara seçim yapılmayacağını da vurgulayan Hasipoğlu, bu kapsamda Geçiçi ve Özel komite kurulduğunu ve bu yıl halkı sandığa göndermek yerine bu seçimi 2022 yılına ertelemeyi mantıklı bulduklarını belirtti. Hasipoğlu, komitede 9 üye olduğundan bahsederek, 2005 yılında benzer bir durumun yine yaşandığını ve CTP’nin DP’yi ortaklıktan alarak ÖRP’yi aldığını, bu konunun da mahkemeye taşındığını hatırlattı.

Muhalefetin şu anki vekilleri içlerine sindiremediğini kaydeden Hasipoğlu, sayının önemli olmadığını ve günün sonunda alınan kararın Meclis Genel Kurulu’nda oylamaya sunularak karara bağlanacağı bilgisini verdi.

Hasipoğlu, gereksiz prematüre tartışmalar içerisine girildiğini ifade ederek, muhalefetin gündem yaratmaya çalıştığını söyledi. Günün sonunda her türlü kararın Meclis Genel Kurulu’na sunularak karara bağlandığını yineleyen Hasipoğlu, şu an muhalefette olan hiçbir partinin hükümet kurulurken pandemi nedeniyle UBP’ye destek vermediğini söyledi.

Hasipoğlu, KKTC’nin bir turizm ülkesi olduğunu ifade ederek, bunun her yönlü olarak kullanılması gerekliliğine dikkat çekti. Çalışma ve ikamet izinlerinden ötürü cezaya düşmüş yabancı uyruklu çalışanlarla ilgili yasa tasarısını komitede görüşeceklerini belirten Hasipoğlu, belli bir ücret ödeyerek adaya dönebileceklerini söyledi.

Hasipoğlu, Lefke bölgesindeki eksiklikleri kabul ederek, öncelikle CMC konusuna el atılması gerektiği konusunun altını çizdi. Kanser vakalarındaki artışın ciddi bir sorun olduğunu yineleyen Hasipoğlu, bu konunun sağlık açısında oldukça önemli olduğunu da söyledi. Hasipoğlu, diğer yandan Lefke’deki mahkemelerin de yenilenmesi gerektiğinin bilincinde olduğunu ifade ederek, Lefke bölgesinin unutulmadığını dile getirdi.