Halkın Partisi (HP), Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47. Yıl dönümü nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde konuşma yapacak olmasına ilişkin açıklama yaparak, bu konuda sağduyu ile hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.
Konuyla ilgili HP’den yapılan açıklamada, liderlerin başka ülke meclislerinde konuşma yapma usul ve geleneği olduğu belirtilerek; “Halkın bize verdiği sorumluluk bilinciyle hareket edeceğiz. Ev sahibi biziz ve o gün evimizde olacağız, devlet olmanın gereği olan asgari nezaketi göstermek önemlidir” denildi. 
Meclis’te grubu olan üç parti UBP, CTP ve HP’nin oy birliğiyle TC Cumhurbaşkanı’nın mecliste hitap kararı alındığının altı çizilen açıklamada; kutuplaşma ve kavganın ülkeye bir yarar sağlamayacağına, iki ülke arasındaki ilişkileri siyasi bir malzeme olarak kullanmadan sağduyu ile hareket edilmesinin önemine vurgu yapıldı.
“SAĞDUYU İLE HAREKET ETMEMİZ GEREKEN BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”
Halkın Partisi’nin, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin son derece önemli olduğu bilinciyle bu konuda sağduyulu hareket edilmesi ve iki devlet arasındaki ilişkinin siyasi malzeme haline getirilmesine artık bir son verilmesi gerektiğine inandığı dile getirilen açıklamada, “Meclisin sahibi halkımızın temsilcileri olarak, bizlere emanet edilen meclisimizde olmayı en doğru karar olarak görüyoruz. Toplumu geren, kutuplaşmaya neden olan popülist söylemlere değil, aklıselimin ve sağduyunun hakim geleceği demokratik ortamlara ihtiyaç duyduğumuz aşikardır” denildi.
“KUTUPLAŞMA VE KAVGA ÜLKEMİZE YARAR GETİRMEZ”
Yakın geçmişte yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan kutuplaşma ve kavga ortamının ülkeye yarar değil zarar getirdiği dile getirilen açıklamada bu yaşananlardan toplum olarak ders çıkarılması gerektiği dile getirildi. 
Açıklamada “Halkın Partisi, her alanda olduğu gibi, dış ilişkilerde de diyaloğu ve diplomasiyi önemseyen, her dönemde sorunların diplomasi aracı kullanılarak çözülmesinden yana tavır koyan bir siyasi parti olmuştur” denildi.
“HALKIN BİZE YÜKLEDİĞİ SORUMLULUĞUN BİLİNCİYLE HAREKET EDECEĞİZ”
“Cumhuriyet Meclisimizde, ülkemiz adına son derece önemli olan Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen böylesi bir konuşma talebine olumsuz yaklaşılması Türkiye ile ilişkilerimize yarar değil zarar verir” denilen açıklamada “Halkın temsil sorumluluğunu omuzlarında taşıyan siyasiler olarak, zaten zaman zaman sıkıntılar yaşadığımız ikili ilişkilerimizi olması gereken bir noktaya getirmek istiyorsak, bu gibi konularda sağduyu ile hareket etmemiz ülkemiz adına bir zorunluluktur” ifadelerine yer verildi.
“LİDERLERİN BAŞKA ÜLKE MECLİSLERİNDE KONUŞMA YAPMA USUL VE GELENEĞİ VARDIR”
Gerek dünyada gerekse Türkiye-KKTC ilişkilerinin tarihinde, ülkelerin devlet başkanlarının birbirlerinin parlamentolarında konuşma yapması uygulamasının mevcut olduğu kaydedilen açıklama şöyle sürdü: 
“İki ülke arasındaki ilişkilerin önemini vurgulamak ya da iki ülkenin de menfaatine olan ortak politikalara dikkat çekmek üzere bu türden ziyaretlerde bir ülke devlet başkanı bir diğer ülke meclisinde konuşma yapabilmektedir.
Geçmişte Kurucu Cumhurbaşkanımız sayın Denktaş Türkiye Büyük Millet   Meclisi’nde konuşma yapmış ve aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül de KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde konuşma yapmıştır. Böyle bir usul Meclis içtüzüğümüzde de açıkça yazmaktadır. Özetle dünyada da görülen, siyasi geçmişimizde de örnekleri olan ve KKTC hukukunda mevcut olan bir konuşma talebi söz konusudur”
“DEVLETİ İLGİLENDİREN MESELELERİ KİŞİSELLEŞTİRMEMEK GEREKİR”
Devletler arasındaki ilişkiler konusunda karar üretirken meselelere kişisel düzeyde değil toplumsal düzeyde yaklaşmak gerektiği belirtilen açıklamada, “Cumhuriyet Meclisi’nde konuşma yapma talebi güçlü tarihsel bağlarımız bulunan ve zor zamanlarımızda her durumda yanımızda duran Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’ndan gelmiştir. KKTC bir devlet olmanın gereği neyse onu yapmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimizde yaşanan sıkıntılar ve yapılan yanlışlar bu konuda bizim de yanlış yapmamızı gerektirmez. İki yanlış bir doğru etmez” ifadeleri kullanıldı.
“YANLIŞ GÖRDÜĞÜMÜZ HER KONUDA ELEŞTİRİ VE UYARILARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ… KARŞILIKLI SAYGIYA DAYALI EŞİTLER ARASI İLİŞKİ ESAS OLMALI”
“Halkın Partisi Türkiye Cumhuriyeti ile karşılıklı saygıya dayalı eşitler arasında bir ilişkimiz olması gerektiğine ve bugün bu açıdan ciddi sıkıntılar bulunduğuna inanmaktadır” denilen açıklama şöyle sürdü:
“Bu çerçevede yakın geçmişte gerek son Cumhurbaşkanlığı seçimleri, gerek bugünkü üçlü koalisyon hükümetinin kuruluş süreci, gerekse KKTC yargı organlarının bağımsızlığı konularında KKTC’nin bağımsızlığını esas alan, halk iradesine saygı gösterilmesi gerektiğine vurgu yapan bir duruş sergilemiştir. Partimiz, pek çok konuda doğru bulmadığı hususları ve eleştirilerini Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle ve kamuoyu ile açık yüreklilikle paylaşmıştır. Bundan sonra da bu duruşunu devam ettirecektir”
“KKTC’NİN İTİBARINI ARTIRACAK ŞEKİLDE DAVRANILMASI GEREKİR”
Halkın Partisi’nin, KKTC’nin Türkiye tarafından itibarını artıracak şekilde bir muamele görmesi gerektiğini, kurumlarının devre dışı bırakılmayacağı bir ilişki kurulması gerektiğini, Kıbrıs Türk halkının özgür iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini her fırsatta vurguladığı ve politikalarını da buna göre şekillendirdiği kaydedilen açıklama şöyle sürdü: 
“Öte yandan başta Parti Meclisi olmak üzere kendi yetkili kurullarında gereken değerlendirmeyi yapan Halkın Partisi, devlet olmanın ve siyasi nezaketin gereği olarak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde konuşma talebine olumlu yaklaşma kararı almıştır”
“TC CUMHURBAŞKANI’NIN MECLİS’E HİTAP KARARI UBP VE CTP’NİN DE OLUMLU OYU İLE OY BİRLİĞİ İLE ALINMIŞTIR” 
Bugün itibariyle Meclis Danışma Kurulu’nun oy birliği ile aldığı bir kararla sayın Erdoğan’ın Meclis’e hitap etmesine onay verdiği dile getirilen açıklamada, Mecliste grubu bulunan üç siyasi partinin de bu talebe evet dediği belirtildi ve “Ne var ki bazı siyasi partiler konuşmanın yapılacağı oturuma katılmama kararı almıştır. Halkın Partisi her siyasi partinin kendi değerlendirmesine ve kararına saygı duymaktadır” denildi.
“EV SAHİBİ BİZİZ VE O GÜN EVİMİZDE OLACAĞIZ”
“Bize göre devlet ciddiyeti gereği ev sahibi olarak o gün Meclis’te olmak ve toplantıya katılmak daha doğrudur” şeklinde süren açıklamada “KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde ev sahibi konumundayız ve bu nedenle de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın konuşması sırasında orada olacağız” ifadelerine yer verildi.
“MECLİS BAŞKANLIĞI’NDAN ASAYİŞ İLE İLGİLİ TEDBİRLER ALMASINI RESMEN TALEP ETTİK”
Halkın Partisi’nin olarak Danışma Kurulu toplantısında Meclis Başkanı’ndan bu olağanüstü Meclis oturumuyla ilgili olarak gerek Meclis binası içinde gerekse bina dışında ve bahçesinde gereken tüm tedbirlerinin alınması konusunda spesifik taleplerde de bulunduğu bilgisi verilen açıklamada “Özellikle 2018 yılında Meclis dışında yaşanan ve Meclisimizin itibarını zedeleyen olaylara benzer davranışlara ve taşkınlıklara kesinlikle izin verilmemesi, gerekli tedbirlerin Polis Genel Müdürlüğü ile istişare halinde alınması istenmiştir. Meclis Başkanımız da gerek protokol gerekse asayiş açısından gereken tedbirleri alma yönünde adım atacağı sözünü vermiştir. Bu konuda Halkın Partisi olarak Danışma Kurulu’na bir de yazılı belge sunulmuştur” denildi.