Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, bu ülkede bir yıldır turizmin olmadığını ve turizm emekçilerinin bu süre içerisinde işsiz ve aşsız olduklarını, bıçağın kemiğe dayandığını, ancak hükümetin önceliklerinin farklı olduğunu vurguladı. CTP lideri Tufan Erhürman, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, sürecin başından itibaren söyledikleri net bir şey olduğunu, bunun da alınacak olan kararlarda ilgili kesimlerle ve o kararlardan doğrudan etkilenecek kesimlerle istişare edilmezse, kararların planları ve programları içermediği takdirde, öngörülebilirliği sağlamazsa ve buna karşın o kesimler  kamu adına kendi özel hayatlarından bir fedakarlıkta bulunmalarına karşın kamu sağlığı adına bu fedakarlığın karşılığı olarak, onlara gerekli destek verilmezse onlarda güven yaratılamayacağını söyledi. Güven yaratılamadığı takdirde, kararlara uymamanın gündeme gelebileceğini söyleyen Erhürman, bunun da bizi bir kaosa sürükleyeceğinin ve ekonomik krizin, sosyal patlamalara dönüşeceğini vurguladı. CTP’nin bunu Nisan ayında yayınladığı raporunda söylediğini dile getiren Erhürman, turizm emekçilerinin Meclis dışında yaptığı eylemi işaret ederek “Bunu öyle kötümser senaryolar ortaya atmak için söylemedik. Öngördüğümüz şey buydu. Şu anda yönetimin koymuş olduğu kurarlar, artık açık bir şekilde ihlal edilebilir bir noktaya geldi. Bunun sebebi de bu insanların taşkınlık yapması falan değil. Bir seneden beridir, seslerini çıkartmadıkları müddetçe görmezden geliniyor olmalarından kaynaklanan bir sıkıntıdır. Bıçak kemiğe dayandı diye bu şekilde toplanmaları söz konusudur. Bir tam yıldır bu ülkede turizm yok. Turizm olmaması demek, başta turizm emekçilerinin kendi deyimleri ile ‘aşları yok, işleri yok, adaletli bir şekilde muamele görmüyorlar’ demek anlamına geliyor. Önceliklerimiz farklı olduğu için bu noktaya geldiğimiz de çok açık” dedi.

“PROTOKOLDE ÖZEL SEKTÖRE AYRILAN PAY SADECE YÜZDE 2”

CTP olarak İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü’nü imzalamaya gidilirken, Meclis kürsüsünden defalarca ihtiyaç duyulan şeyin belli olduğunu, bunun da özel sektörü ayakta tutmak için, istihdamdan kaybetmemek için çok dikkatli olunması gerektiğini söylemelerine rağmen, 2020’de imzalanan protokolün söylediklerini içermediğini, 2021’deki protokol de özel sektör emekçileri merkezli bir anlayışın oraya yansıtılmasını söylediklerini vurguladı. 3 milyar 250 milyon TL’lik toplam kaynağın, 30 milyon TL’sinin turizm emekçileri için ayrıldığını söyleyen Erhürman, “Turizm emekçilerini ancak salgın desteği dediğimiz ödenekleri ile destekleyebiliriz. Salgın desteği olarak turizme ayrılan pay protokolde 30 milyon TL. 3 Milyar 250 milyon TL’de, 30 milyon TL, yüzde 1 bile değil. Özel sektörün tamamına ayrılan 80 milyon TL. Bu da yüzde 2’ye tekabül eder. Bu kadar kaynağın sadece yüzde 2’si miydi, rasyonel bir görüşme ile buraya aktarılacak olan? Var olan kaynakları, doğru ve adil bir şekilde kullanabilmekti bütün mesele” dedi.

“TURİZM EMEKÇİLERİNİN HALLERİNİ SORAN YOK”

Seyahat acentelerinin 12 aydır kapalı olduğunu söyleyen Erhürman, turizm emekçilerinin de 12 ay içerisinde çok kısıtlı bir süre maaşlarını alabildiklerini, bunun dışında da turizm emekçilerinin hallerini soranın olmadığını vurguladı ve “Doğrudan bu insanlarla konuşmak gerekiyor. Neler yaşıyor bu insanlar? Nereden bulup da çoluğuna çocuğuna ekmek, su ve süt götürebiliyorlar? Tüm bunları konuşmak ve ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyor” dedi.  Mali olarak olanaklarımızın sınırlı olduğunu bildiklerini söyleyen Erhürman, olanaklarımızın sınırlı olmasının, elimizdeki kıt kaynakları doğru ve adil bir biçimde bu toplumdaki emekçilere paylaştıramayız demek olmadığını da vurguladı.

“YÖNETME BİÇİMİNİZ VE TARZINIZA HİÇBİR ŞEKİLDE GÜVENİLMİYOR”

Tüm bu yaşananların süreç yönetme olmadığını, süreci yönetmeme olduğunu söyleyen Erhürman, “Bu daha da büyüme riski olan bir şeydir. Bu memlekette ilk defa, yıllardan sonra sivil itaatsizlik kavramı konuşulur ve uygulanır oldu. Bu neyi gösterir? Yönetme biçiminiz ve tarzınıza hiçbir şekilde güvenilmiyor. Çünkü önlerine bir program koymuyorsunuz. Bütün söylediklerimiz de olanakların üstünde bir şey değildir. Var olan kıt kaynakları doğru ve adil kullanma meselesidir. Doğru yönetme meselesidir. Ne istişare var, ne plan, ne de program var. Hepimize düşen görev, mümkün olduğunca sosyal patlamaların olmamasını sağlamaktır. Bize de düşen görev budur” dedi.

“ORTADA HUKUKİ BİR SORUN VAR”

Atamalar konusunda da muhalefet olarak, gerçeklere dayalı eleştiriler yaptıklarını söyleyen Erhürman, “Lefke Avrupa Üniversitesi’ne son yaptığınız atama ile ilgili olarak, böyle bir atamayı gerçekleştiriyorsanız ve hukuken de bir soru işareti varsa, sizin en azından şunu yapmanız gerekiyordu; Başsavcılık devletin hukuk danışmanıdır. Böyle bir karar vardı ortada, en azından bir sorulması gerekiyordu Başsavcılığa. Sizde biliyorsunuz ki, milletvekili adayı olması için bir engeli Yüksek Seçim Kurulu koydu. Bizim derdimiz ilgili şahıs değildir. Ama böyle bir durum varken ortada, bu hukuki sorunu görmezden gelemeyiz. Hukuki olarak da nereye danışacağınız bellidir. Danışırsınız ve ona göre bu kararı alırsınız. Meclis’te bu karardan haberdar olur. Bunu dahi yapma ihtiyacı hissetmiyorsunuz” dedi.