Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Yusuf Vudalı, sosyal medya hesabı üzerinden, pandemi döneminde sıkça sorulan soruları kısaca toparlayarak, bir açıklama yaptı.

100,000 kişide ortalama günlük vaka sayısına göre ülkemizin seviyesi kırmızıya yükselmiştir. KKTC geneli ile bu oran 29.3, en yoğun vakanın görüldüğü ilçe Girne olmuştur (55.2). Bunu Lefkoşa (26.3), Güzelyurt (20.3), Gazimağusa (15.7), Lefke (15.2) ve İskele (5.4) takip etmiştir.

Aşılar bizi hastalığa karşı korumaktaki en etkili silahımızdır. Aşılar sayesinde ülkemizde yatış ve ölüm oranları ciddi anlamda azalmıştır. Aşısız dönemdeki vaka sayıları ve ölüm oranları ile bugünkü vaka sayıları ve ölüm oranları karşılaştırıldığında anlamlı bir fark olduğunu gözlemliyoruz.

Tüm dünyaya baktığımızda genel bir artış mevcuttur. Bunun başlıca sebebi kişisel önlemlere daha az uyulması, sosyalleşmenin artması ve açılımların olmasıdır.

Yaşlı nüfusu aşıladık dolayısıyla ölüm oranları azaldı ancak genç nüfus aşılanmadığı için bulaşı azaltamadık.

18 yaş üstündeki herkes aşılanmalıdır. Özellikle şeker, kalp, böbrek, kanser, romatolojik hastalığı olan herkes aşılanmalıdır.

Sadece aşıyı yaptırıp ciddi alerjik reaksiyon geçiren kişiler.

Evet aşı olmanızda sakınca bulunmamaktadır. Herkes gibi aşı sonrası sağlık kuruluşundan 30 dk boyunca ayrılmayın.

Son doz aşıdan 14 gün sonra

Hayır. Covid aşıların hastalık yapma etkisi yoktur.

Yüksek doz alkol alımı bağışıklığı bir miktar baskıya bildiğinden 1 gün öncesi veya 1 hafta sonrasına kadar yüksek doz almamanızı tavsiye ederim. Az miktar alınacaksa sıkıntı olmaz.

Gebeliğin ilk 3 ayında tavsiye etmiyoruz. Onun dışında yapılması tavsiye edilmektedir (Gebelik bir risk durumudur). Doğum sonrası emziren anneler aşı sayesinde bebeği antikorlar ile 6 ay korumuş olur.

Covid-19 hastalığüını doğal yoldan geçirmek bizi 6 ay boyunca korumaktadır. 6 ay sonrasında TEK doz aşılanmak bizi aşılı yapıp koruyacaktır.

Bildiğim kadarı ile Türkiye dışında 3. dozu öneren ülke olmadı. 3. doza gereksinim olduğunu gösterecek herhangi bir bilimsel kanıt yoktur. Her aşı değerlidir, çünkü her yapılan doz bizi toplumsal bağışıklamaya yaklaştırmaktadır.

Dip not: Sağlık çalışanları risk grubundaki hastaları tedavi ettiğinden hastaların güvenliği için 3. Doz önerilebilir. Buradaki amaç, Sinovac aşısı yaptırmış kişilerin bir doz da Pfizer (mRNA) aşısı yaptırması ile bulaşı mümkün olduğunca azaltmaktır.

Evet, 3. dozu farklı bir marka aşı ile yapmakta sakınca bulunmamaktadır.

Tüm aşılarda olduğu gibi COVID-19 aşılarının da yan etkileri olabilmektedir. Sık görülen yan etkiler aşı yerinde ağrı, ateş, halsizlik, baş ağrısı, kas ağrısı, ishal gibi yan etkilerdir. Bu yan etkiler, aşı ile verilen antijene karşı vücudumuzun yanıt vermesi nedeniyle ortaya çıkar. Genellikle kısa (1-3 gün) sürer ve çoğunlukla günlük yaşantımızı engellemeyecek kadar hafiftirler. İki dozda uygulanan aşılarda ikinci dozdan sonra yan etkiler biraz daha sık görülebilir. Şikayetler ağrı kesici, ateş düşürücü ile azaltılabilir. 3 günden uzun süren yan etkilerde doktora başvurmanızda fayda olacaktır. Nadir görülen yan etkiler %1’den daha az sıklıkta karşımıza çıkar. Alerji bunların başında gelir. Çoğu alerjik yan etki önemsizdir, çok nadiren ciddi alerji gelişebilir. Ciddi alerji aşıdan sonraki ilk dakikalarda ortaya çıkacağı için aşılanan kişilerin sağlık kuruluşunu 15-30 dakikadan önce terk etmemesi gerekir.

İki doz şeklinde uygulanan aşılarda (ülkemizdeki her iki aşı da böyledir) ilk aşılama şemasının (iki dozun) aynı aşı ile yapılması gerekir. Ancak iki doz aşıyı aynı aşıyla olduktan sonra hatırlatma (rapel) dozları farklı türde bir aşıyla yapılabilir. Eğer seyahat vb. nedenlerle mecbur kalınırsa ilk aşı dozundan 28 gün geçmiş olmak kaydıyla başka aşının aşılama şeması başlatılabilir.

Aşılar kısırlık yapmaz. Aşıdan sonraki aylarda, yıllarda gerçekleşecek gebeliklerden doğacak bebekler üzerinde hiçbir aşının olumsuz etkisinin olması beklenmez. Aşı hamilelere yapıldığında bile bebeğe zarar vermemektedir.

Hem Sinovac hem BioNTech bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda güvenle uygulanabilir. Ancak BioNTech aşısı, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde daha yüksek oranda koruma sağladığı için, tercih edilmelidir.

Evet. COVID-19 aşılarının sinir sistemi üzerinde olumsuz etkileri gösterilmediği gibi bu tür hastalığı olanlarda da güvenle kullanılmaktadırlar. Tedavi altındaki hastaların hangi aşıyı ne zaman olmaları gerektiğini kendilerini takip eden doktorlarına sormaları önerilir.

HIV pozitif bireylerin COVID-19’a karşı aşılanmasına engel bir durum bulunmamaktadır. Tersine bağışıklık sistemi baskılanmış olduğu için COVID-19 hastalığını ağır geçirebilirler bu yüzden aşılanmaları gerekir. Ancak, HIV infeksiyonu nedeniyle henüz yeni tedavi başlanmış olup kanda viral yükü yüksek ve/veya CD4+ T hücre sayısı <200/mm3 olan bireylerde aşı yanıtı sağlıklı popülasyona göre daha az olabilir. Bu kişilerde daha güçlü koruma sağladığı için BioNTech aşısı tercih edilmelidir.

BioNTech aşısı bağışıklık sistemini güçlü bir şekilde uyarmakta ve bu sayede yüksek oranda ve nispeten uzun süreli bağışıklık sağlamaktadır. Bağışıklık sistemini güçlü uyarması, romatizmal hastalığı olan bazı kişilerde hastalık belirtilerinde bir miktar artışa yol açabilir. Ancak bu artış geçici olduğu gibi hastalığın uzun süreli seyrini de etkilememektedir. Bu nedenle özellikle bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlarla tedavi almakta olan hastaların BioNTech aşısı olması önerilir.

Alerjik bünyesi olanlar, hatta daha önce herhangi bir maddeye veya ilaca (Penisilin gibi) karşı ciddi alerjisi gelişmiş kişiler sağlık kuruluşunda gözetim altında olmak kaydıyla BioNTech aşısı olabilirler. Alerjik yanıt gelişme sıklığı BioNTech aşısında biraz daha yüksek olmakla birlikte tüm aşılarda söz konusu olabilir. Aşılara bağlı ciddi alerjik reaksiyonların büyük çoğunluğu ilk dakikalarda ortaya çıktığından aşı olan kişiler sağlık kuruluşunu 15-30 dakikadan önce terk etmemelidir.

Dünya genelinde yapılan çalışmalarda hemen tüm aşıların varyantlara karşı azalmış da olsa etkileri olduğu gösterilmiştir. Mevcut aşılar arasında BioNTech aşısının varyantlara diğer aşılara kıyasla biraz daha etkili olduğunu gösteren yayınlar mevcuttur.

PCR testi temelde virüs genetik materyalini çoğaltıp tespit edecek duruma getirir. Antijen test ise mevcut virüs miktarında proteinleri tespit eder. PCR testi Covid tanısı için dünyada olduğu gibi ülkemizde altın standarttır. Antijen testi ise basit ve hızlı bir testtir, ancak yalancı pozitif (hastalık olmamasına rağmen pozitif sonuç) veya yalancı negatif (duyarlılığın daha düşük olması sebebi ile hastalık olmasına rağmen negatif sonuç) sonuç verebilir. Pozitif antijen testler her zaman PCR ile teyit edilmelidir.