Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, ilk olarak yapılması gerekenin, Kıbrıs Türk halkının kendisine geniş bir alan sağlamak ve sonrasında Türkiye ile ortak bir hedef belirlemek olduğunu belirtti. Denktaş, “Bu adımlara Türkiye de destek vermelidir” dedi. Serdar Denktaş’ın basın ofisinden verilen bilgiye göre, Kanal T’de yayınlanan “Seçim Meydanı” programına konuk olan Serdar Denktaş, “neden ansızın aday olmak istediğini” şöyle anlattı: “Diğer adaylara baktığımda benim de görev alarak bu sahaya çıkmam lazım. Eğer birlikte bir karar alınsaydı ve Kıbrıs sorununa daha hakim biri çıkarılsaydı onu da desteklerdim. Fakat öyle bir şey olmadı. Dörtlü hükümet bozuldu gelin üçlü hükümet kuralım ve beni destekleyine döndü olay. Hal böyle olunca da vatandaşın önüne çıkıp bu alternatif de var değerlendirin demek benim görevimdir. Zamanlamam güzel oldu hiçbir şeye geç kalınmadı. İnsanlar beni tanıyor, kapımdan girene rozetini sormayacağımı, olmayacak bir şeye hayır diyeceğim gibi olacak bir şeyin de arkasında durduğumu, her gelene hakkıysa istediği şey için yardımcı olmaya çalıştığımı bilirler. İkinci turu görebileceğime inanıyorum. Çalışmalara devam ediyoruz. Bu seçim kişilerin değerlendirildiği ve ona göre karar verildiği bir seçim. Ben de 30 yıl boyunca bugünleri düşünmeden kararlar alarak takdir görüyorum. Tanımadığım insanlardan bugün bana şurada bir yardımda bulunmuştur ya da tam tersi bana yardım etmemiştin diyenler de var. Benim görüşlerim bilinen görüşlerdir. Çok da bir efora gerek yok, icraatım bilinen icraatlardır. Bu ülkede kavga etmeden ve boyun eğmeden nasıl yol yüründüğümü herkes bilir. İnsanlar beni görünce iyi ki de çıktın diyorlar. Cumhurbaşkanının temel görevlerinden biri görüşmeler yapmaktır, müzakerelerde alınacak kararlar çok önemlidir. Orada alınan kararlardan geriye dönülmez, onun için Cumhurbaşkanı çok iyi bilmelidir. Başkasından görüp öğreneceği bir şey değildir. Cumhurbaşkanının içerde yetkisi yoktur ama etkisi çoktur. Bunun için halkı kucaklamış olman lazım, bundan dolayı da rahatım. Gittiğim yerlerde çok olumlu samimi cevaplar almaktayım, tüm olumsuz girişimlere rağmen göreceksiniz ikinci turu göğüsleyen iki kişiden biri olacağım.

“BÜTÜN KESİMLERLE DİYALOGUM VAR”

Bir liderliğin önderliğinde müzakere yapmakla olaya yön vermek ayrı şeylerdir. Annan Planı’nda 1. dönemden 3. döneme kadar yapılan her değişikliğin altında imzam vardır. Gerek burasıyla, gerek AB ile gerekse de Güney’le muhataplarımızın en üstleriyle diyalogum vardır. O dönemde yaptığım, Talat’ın reddettiği önerim kabul edilmiş olsaydı belki de Kıbrıs Türkü bugün çözüme kavuşmuş olacaktı. Seçimi ‘Türkiye’yi seven sevmeyen’ ikilemesine sokmak isteyenler var. Bu memleket bir Cumhurbaşkanı seçiyor. Kıbrıs sorunuyla ilgili farklı görüşler var, buna odaklanalım ve bu seven sevmeyen ayrımından vazgeçelim. Ankara’yla ortak bir karar alınır. Fakat ne biat ederek ne de kavga ederek bunu yapamayız. Üstümüze düşen, ülkemizin hayat kalitesini yükselten ve Güney’le muhatabı kesmeyen bir cumhurbaşkanıdır. Türkiye Denktaş’ı istemiyor diyen nedenini de söylemelidir. Bizim halkımız kimi ister önemli olan odur. Kendi halkımız adına yanlış bir kararda dik duracağım. Türkiye ile ikna olduğum ve ikna ettiğim olaylar vardır. Gördüğüm hava, aldığım destek bana kazanacağımı gösteriyor. Bugüne kadar bireysel girip kaybettiğim bir seçim yoktur. Parti küçüldü ama bireysel olarak kaybetmedim, iddialıyım. İlk olarak yapılması gereken kendimize geniş bir alan sağlamak ve sonrasında Türkiye ile ortak bir hedef belirlemektir. Bu adımlara Türkiye de destek vermelidir. Maraş konusunu da doğru söylemlerle ve hareketlerle özel bir kullanım alanına çevirebiliriz. Rum Türk iş adamlarının ortak yapabileceği işleri konuşabiliriz. Olayı farklı bir yere getirecek belki de Güney, birleşmek isteyecektir. Biz burada aynı bayrak altında dik duruşumuzla yaşamaya devam edelim. Kuru milliyetçilikle, gösterişle değil gerçek milliyetçilikle ve Atatürkçü düşünceyle, anlayarak, Rauf. R. Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük’ün vermiş olduğu mücadeleyi bugüne uyarlayarak, verilmiş bir mücadeleden bahsediyorum ve bu örnek alınmalıdır.” 

BRT