Virüs salgını ile başlayan süreç, her ülkede olduğu gibi, KKTC’de de önlem artırımı yolu çerçevesinde devam ediyor.

Bununla birlikte günler geçtikçe, salgın paniği yanında halkımız ekonomik sıkıntılarla da buluşmaktadır.

İşyerlerinin önlemler kapsamında kapatılması, küçük esnaf ve işverenenin bu önlemlere uyması ile birlikte yaşanan virüs salgını kabusu, artık ekonomik bir boyut da kazanmış durumdadır.

İşten çıkarılanlar, işyerini açamayanlar, üretimini sürdüremeyenlere ek olarak Hükümetin aysonunda kamu görevlilerine eksik yada zamanında ödeme yapamayacağının da sinyalleri gelmektedir.

Bu noktada, bankalara kredi borçlarına yönelik olarak, işyeri kiralarının ödenmesi gibi sorunlar yanında, bugüne dek devletin en büyük geliri elde etmesini sağlayan sektörler de büyük sıkıntılar içerisindedir.

Önlemlerin sadece virüsün bulaşıcılığına engel olma yönünde alınıyor olması, KKTC ekonomisini de dibe vurdurmaya yüz tutmuştur.

Bu noktada geç olmadan ekonomik tedbirlerin alınması ve bunun konsensusla, birlik ve beraberlik ruhu içerisinde hayata geçirilmesi artık gereklilik değil, elzem bir mecburiyet halini almıştır.

Gidişatımız, sağlık yanında ekonomik bir buhranın da kapımıza dayanacağı yönünde bir gidişata işaret etmektedir.
Bu tespitler ışığında, ivedi ekonomik tedbirlerin derhal hayata geçirilmemesi durumunda, kapısını kapatan turizm sektörü ile birlikte orta ve büyük boy işletmelerin iflas noktasına geleceği aşikardır.

DP olarak, hükümetimize çağrımızdır;

KKTC, virüsten kaçarken, maalesef ki batma tehdidi ile karşı karşıya kalmak üzeredir.

Çok acil ve çok ivedi karar mekanizmalarının derhal hayata geçirilip, tüm ekonomik dinamiklere dayanma gücü verecek bir dizi önlemin alınması zamanı gelmiştir ve geçmek üzeredir. 
Bu yükümlülük, bugün için zaruri iken, yarın için geç olabilir.