Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı Arıklı katıldığı bir tv programında BM 5+1 Gayri Resmi Zirvesi’ne dair değerlendirmelerde bulundu.  Cenevre görüşmelerinden  bir şey çıkmasının mümkün olmadığını kaydeden Arıklı Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin müzakereleri 2017’de Crans Montana’da bıraktıkları noktadan devam ettirme istemine yönelik,   orada verilen tavizlere rağmen çözümü istemeyen tarafın Rum kesimi olduğuna işaret ederek,  “53 yıldır bitmeyen senfoni federasyon masalını ısıtıp gündeme getirmeye çalışıyorlar ve 2017’de kaldığımız yerden devam edelim diyor.  Ortada verilecek her türü tavizi vermiştik ve masaya harita bile konmuştu.

Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı harita vermişti buna rağmen orada bir şey olmadı. Türkiye garantörlük konusunda dahi taviz verirken Anastasiadis masayı terk etti. Bizi o masaya yeniden sürüklemeye çalışıyorlar.  Reddeden sürekli Rum tarafı. Bu noktaya geldikten sonra biz bu oyunun bir parçası olmak istemiyoruz. 53 yılımız gitti, bir 53 yıl daha neyi görüşeceğiz? Masada bu tezle olmak istemiyoruz onun yerine egemen eşitliğe dayalı çözüm modelini konuşmak üzere Cenevre’ye gidildi” dedi.

İKİ TOPLUMUN İÇ İÇE YAŞAYAMAYACAĞI AÇIK VE NET

İki toplumun iç içe yaşamasının da artık mümkün olmadığını ifade eden Arıklı Sırp ve Kosovalı örneğini de verdi ve BM’nin yazdığı rapora işaret ederek, benzer bir uygulamalının egemen eşiti iki devletli bir modelde uygulanabileceğini söyledi. Arıklı, “KKTC’de yaşayan halkın içinde bir soru işareti var 2 Ocak 1997 yılında rahmetli Rauf Denktaş ve İsmail Cem federasyon görüşmek istemiyoruz demişlerdi. Bu tezin üzerine durmak gerekirken rahmetli Ecevit AB’ye tam üyelik süreci başlasın diye bu tezden feragat etti ve yeniden federasyon görüşmeye başladık. Bu süreç bizi, Annan Planı’na getirdi ve orada da verebileceğimiz her türlü tavizi verdik. Bu iki toplumun iç içe yaşayamayacağı açık ve netken hala bize oturun ve konuşun demeleri çok büyük bir yanlış.  Sırp ve Kosovalılar görüştüler en sonunda BM gözetiminde bir rapor yazıldı. Bu iki halkın bir arada yaşayabilmesi mümkün değil raporuna istinaden şu anda 104 ülke Kosova’yı tanıyor. Artık biz federasyon görüşmeyeceğiz tezini masaya getirmeli ve buna bağlı kalmalıyız” şeklinde konuştu.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM İÇİN DÜĞMEYE BASMALIYIZ

KKTC’yi daha önceki yıllarda yurt dışında temsil ettiğini hatırlatan Arıklı, sunulan çözüm modelinin yürürlüğe girmesi halinde KKTC’nin tanınmasında zorluk yaşanmayacağını savundu ve geçmiş yıllarda Kırgızistan’ın KKTC’yi tanıma aşamasına geldiğini hatırlatarak şunları kaydetti: “Uzun süre ülkemi yurt dışında temsilci olarak temsil ettim. Türk Cumhuriyetleri’nde ülkemi tanıtmak için girişimlerde bulunduğumda Kırgızistan tanıma noktasına gelmişti o dönemde.   Dışişleri Bakanı dedi ki çok büyük baskılara maruz kalacağımı düşünüyorum tanıma gerçekleşirse, peki sizi tanısak ve federasyon görüşmeleri noktalanırsa ve iki taraf anlaşırsa bizim tanımamızın anlamı kalacak mı?  Önce siz ne yapacağınıza karar verin yarın ortadan kalkması muhtemel bir Cumhuriyeti’ni tanımak bize ne getirir ne götürür?  Masada federasyon varsa KKTC’nin ortadan kalkması demek yarın ortadan kalkması muhtemel bir Cumhuriyeti kim, niye tanısın. Biz artık federasyon görüşmesini bitirdik ve iki devletli bir çözüm istiyoruz diyerek düğmeye basmalıyız.”

BÖYLE GİTMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Üç gün sürmesi beklenen görüşmelerin daha kısa süre de sürebileceğine işaret eden Arıklı,  “Bu üç günü de bulmayabilir görüşmeler daha kısa sürede sürebilir Rum tarafının iki devletli çözümü kabulü mümkün değil. Anastasiadis, Çavuşoğlu’yla başbaşa görüşmesinde iki devletli çözümü destekledi ancak dışarda reddetti. İçerde başka dışarda başka bir şey konuşuluyor. Bu durumda uluslararası güçlerin Güney Kıbrıs’a baskı yapması lazım” dedi ve Güney Kıbrıs’ın da Kıbrıs Sorunundaki durumu propaganda ederek ekonomik yardım alabildiğine şu sözlerle işaret etti, “Kıbrıs meselesinin bu şekilde devamını ABD’de AB’de istiyor oradaki bölünmüş Kıbrıs’tan kendi stratejilerine göre bir menfaat umuyorlar. Güney Kıbrıs mağduru oynamaya devam ediyor. Ciddi şekilde bunun propagandası ile ekonomik yardımlar alabiliyor. Bizim içinde AB’den gelen aşılar var o aşıların yüzde 10’luk kısmını bize gönderdi. Kendi çıkarları doğrultusunda Kıbrıslı Türklerin hakkını gasp edebiliyor. Bunun daha fazla böyle gitmesi mümkün değil.”

İNGİLTERE YUMUŞAK BİR TAVIR SERGİLİYOR

Diğer yandan İngiliz basınında “İngiltere AB’den ayrıldı KKTC’yi tanıyacak” şeklinde çıkan haberleri, değerlendiren Arıklı, “İngiltere’nin ortaya koyduğu teklif yumuşak bir konfederasyon sistemi.  İngiltere ortayı bulmaya çalışan bir formül ortaya atıyor. Bunu da önümüzdeki günlerde biraz daha canlandıracaklardır. İngiltere Orta Doğu ve Orta Asya’ya yönelik bir strateji belirleyecekti. İngiltere Türkiye’yi de yanında görmek istediği için yumuşak bir tavır gösterecektir.  İngiltere’nin bu konuda bir tez masaya koyması mantıklı görünüyor beklemek gerekiyor” diye konuştu.