Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi Geçiş Süreci Emirnamesi konusunda uzmanlara hazırlattıkları çalışmanın popülizm nedeniyle yüzde 99 oranında reddedildiğini savunarak emirnameyi bu nedenle reddettiklerini kaydetti.

Gürcafer, “emirname tartışmalarının sel felaketine denk geldiğini ve müteahhitlerin de günah keçisi yapıldığı ve rantçılıkla suçlandıkları” görüşünü ifade ederek buna tepki gösterdi. 

Cafer Gürcafer, emirnameyle ilgili yazılı açıklamasında, “Her şeyden önce kendimizden başlamalı, aynaya bakıp kendimizle yüzleşmeli, özeleştirimizi yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

“ÖZELEŞTİRİ YAPMAZSAK…”

Yaptıkları emirname çalışmasında tüm dere yataklarının, sit alanlarının, surlar içi ve sur çevresinin, göletin ve sulak alanların korunmasını öngördüklerini vurgulayan Gürcafer, “Gereken özeleştiriyi yapmadığımız sürece, kırk yıldır nasıl geldiysek bir kırk yıl daha öyle gideceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.

“1974’TEN SONRA KURULAN RANT DÜZENİ…”

1974’ten sonra kurulan rant düzeni ve yarattığı rehavetin toplumu bencilleştirdiğini kabul etmek gerektiğini belirten Cafer Gürcafer, “toplumda büyük çoğunluğun bu düzenin etkisi altına girdiğinin aşikar olduğunu” kaydetti.

Gürcafer, o günlerdeki mutlu kişilerin çocuk ve torunlarının bu düzenin yarattığı acıları yaşadığını belirterek, özetle şu görüşleri paylaştı:

“Verilmemesi gereken dere yatakları verilmiş, dağıtılmaması gereken sahiller dağıtılmış, yol su kanalizasyon arıtma tesisleri, okul, hastane, orman, yeşil alan ihtiyaçları kısaca gelecek kuşaklar düşünülmeden hareket edilmiştir.

Geçmişten günümüze yapılmış yanlışların ve suistimallerin bedeli her zaman bir şekilde ödenir. Düzelmezsek ödemeye de devam edeceğiz.

Kimi zaman can kaybı, kimi zaman mal kaybı, kimi zaman ise siyaseten toplum olarak ağır bedeller ödedik. Yaşanan her acı olaydan sonra üzüldük, ağladık ama yanlışları düzeltmek yerine yaşanan olaydan ‘nasıl popülist rant elde edebiliriz’in peşine düştük, ‘nasıl popüler olurum’un hesabını yaptık.

Son yaşadığımız sel felaketinde de dört gencecik evladımızı yitirdik. Toplum olarak tarifi imkansız bir acı yaşadık. Toplumun bu acılı halinde her zamanki gibi malum çevreler bir daha yaşanmaması için neler yapılması gerektiğine değil, ‘nasıl popüler olurum, nasıl bundan rant elde ederim’in peşine düşmüş durumda.”

“GÜNAH KEÇİSİ…”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, “film gereği yine bir günah keçisine ihtiyaç olduğunu ve emirname tartışmaları sel felaketine denk gelince işin kolayına kaçılarak emirnameye karşı olan müteahhitlerin sorumlu tutulduğunu” kaydetti.

Müteahhitlere yönelik ağır eleştiriler yapıldığını belirten Gürcafer, sel baskını yaşanan yerlerden örnekler verdi ve emirname veya imar planı olup olmamasının sel baskınlarıyla bir bağlantısı olmadığını savundu.

“SORGULANMALI”

Gürcafer, sel baskınlarının dere yataklarına yapılan inşaatlarla ilgisi olduğunu, bunların kimlerin izin ve onayıyla nasıl yapıldığının sorgulanması gerektiğini vurguladı.

“Peki hal böyleyken, bu kadar açıkken müteahhitleri suçlayan, timsah gözyaşları döken bu kesimler bunun hesabını sordu mu, hayır. Yapılması gereken tüm bu süreçte ihmali ve bilerek veya bilmeyerek yanlışı olanların tespit edilmesi ve yargıya havale edilmesidir” diyen Gürcafer, Girne- Lefkoşa ve Girne dağ yolu projelerinin trafik güvenliğinin incelenmesi için mayıs ayında gönderdikleri yazılara cevap bile alamadıklarını bildirdi.

Gürcafer, müteahhitlerin ülkesel fiziki plan için defalarca eylem yaptığını, Mağusa, Yeniboğaziçi ve İskele imar planlaması çerçevesinde çalıştay düzenlendiğini kaydederek toplumu ilgilendiren pek çok konuda projeler ürettiklerini anlattı.

“ON BİNLERCE KKTC ÇALIŞANINA EKMEK SAĞLIYORUZ”

“’Rantçılar’ diye suçlanan ve temsil ettiğim kesim on binlerce KKTC çalışanına ekmek sağlamakta ve yaşanan ekonomik krizde ay sonu çalışanlarını ödemekte zorlanmaktadır. Ama her şeye rağmen varlığını sürdürmek ve ülkedeki çarkın dönmeye devam etmesi için çalışmaktadır” diyen Gürcafer, KTİMB’nin ne yaptığının yanlışları da olsa ortada olduğunu belirtti.