Bir zamanlar yediden yetmişe herkesin işlediği kalemler, günümüzde sadece turistler tarafından aranıyor.

Hünerli kadınların çarkıfelek, süpürge, enginar, karanfil saksısı, elmas küpe, tavuz kuşu, mekik, kevgir, uşkur, kelebek gibi örneklerle süslediği çamaşır küpleri, ekmek tablaları, tarhana kurutmaya yarayan sestalar, pano, sele ve oyuncak kutularına kadar daha birçok ev eşyası tezgahlarda alıcısını bekliyor…

Suriçi’nin kulağıma tarih fısıldayan sokakları arasında, dolaşırken rastladım 80 yaşındaki Afet Sofu’ya…

Bandabulya’nın arka kısmında kalan dizi dizi evlerin birinde yaşıyor Afet nine…

Otuz yıl önce eşini kaybeden Afet Sofu, zorlu hayatta, inadına ayakta kalmak için direnenlerden…

Duvar gölgesinde otururken, kalemden meyve sepeti işliyor…

Aslen Mallıdağlı Afet Sofu… Mallıdağ’da işlenen mallar daha kaliteli olduğunu dile getiren Sofu, “Eskiden el sanatı daha yaygındı. Konu komşu toplanır, kalem bohçasını alarak, serin bir yere otururduk… ‘Muhabbet eder, selelerimizi işlerdik... Hangimiz daha hızlı bitirecek diye, yarışa bile girerdik zaman zaman…” diyor…

Günden güne sele işleyenlerin sayısının azalmasından, gençlerin sele işlemeye merakı olmadığından yakınan Sofu, şöyle devam ediyor:

“Eskisi gibi gözlerim görmese de, sele işleyerek, hem boş vaktimi değerlendiriyorum, hem de çok az da olsa harçlığımı çıkartıyorum…

Çok küçük yaştan öğrendim sele yapmayı… Geçmişte daha çok alıcı bulurduk, şimdi anca turistler alıyor… Herkes hazıra meraklandı, eskiyi unuttu…”



Selenin tarladan çarşıya öyküsü

Afet Sofu’nun anlattığına göre, su tutan çukur yerlere ve dere yatağındaki tarlalara ekilen, Ciberunda (kara başak) buğdayının çimlenip ekin haline gelmesinden ve kurumasından sonra ekinler biçilir.

Başağını attıktan sonra, bir iki kez yağmur yiyen kalem, çok güzel olur. Su basan tarlanın kalemi yumuşak olduğundan, daha kolay işlenir.

Eğer yağmur yemezse, kalemler kısa kalır. Mart ayından sonra yağmur yağdığında, o yıl kalem daha güzel olur ve daha çok elde edilir. Kuruyan kalemler, elle veya kombayla biçildikten sonra demet haline getirilir. Eve getirilen kalemlerin, göbekleri çıkarıldıktan sonra demetler halinde bağlanır. Haziran ayında ise, bir sene boyunca işlenecek olan kalemler evlere stok edilir…

Özel kalem boyası ile kalemler boyanırken, renkli kalemlerle, eşyalara desenler işleniyor. Kalem boyasının, üç rengi vardır. Kırmızı, yeşil ve turuncu. Dördüncü renk olan mor da, kırmızı ve yeşili karıştırarak elde ediliyor. Ardından bir kaç kez kaynatılan renkli kalemler, üç dört gün kuruduktan sonra kadınlarının hünerli ellerine bırakılır.