Tarihi Mağusa Suriçi’nde bulunan ve efsanevi mimar ve mühendis Leonardo da Vinci’nin yapımında söz sahibi olduğu söylenen Deniz Kapısı’ndan, Mağusa Limanı, Maraş ve tarihi Suriçi’nin eşsiz görsel güzelliği izlenebiliyor…

Deniz Kapısı’na girişin hemen yan kısmında Venedik Dönemi’ne ait “ Büyük Taş Aslan” özellikle de turistlerin büyük ilgilerini çekiyor. Turistler aslanın üzerine oturarak hatıra fotoğrafı çektiriyorlar…

Restorasyonu yarım kalan Deniz Kapısı’nın, uzun yıllardır kapalı tutulması tepkilere neden oluyor…

North Cyprus UK’e konuşan Mağusa Suriçi Derneği As Başkanı Serdar Atai, St. Anthony Cüzzam Hastanesi’nin kuzeyinde Mağusa Suriçi’nin iki orijinal giriş kapısından biri olan ve o dönemde limana giriş-çıkışı sağlayan Deniz Kapısı hakkında bilgi verdi.

Atai, Deniz Kapısı, Martinengo Burcu ve Çifte Mazgallar’ın yapımında efsanevi mimar ve mühendis Leonardo Da Vinci’nin söz sahibi olduğunun söylendiğini kaydetti.   

 

Tarihin izleri
Deniz Kapısı’nın esasen Ortaçağ’da yapılmasına rağmen günümüzdeki görüntüsünü 16. yüzyılda Venediklilerin kale ile surlarını yeniden düzenlemesi sırasında aldığını belirten Atai, günümüzde yerine takılı olmayan ama normalde var olan Suriçi tarafındaki demir kaplı ahşap kapının Osmanlılar tarafından yerleştirildiğini bildirdi.

Serdar Atai, Deniz Kapısı’nın arka kısmında liman tarafında bu kapıya benzer bir kapının daha bulunduğuna değindi. Atai,  liman tarafının iç kısımda kalan ve zincirlerle inip kalkan demir parmaklıklı ağır kapının, Venedik Dönemi’ne ait orijinal kapı olduğunu söyledi.

Deniz Kapısı’nın Suriçi’ne bakan tarafında, üzerinde Mağusa’nın Venedik Kaptanı olan Nicola Prioli’nin adı yazılmış 1496 tarihli anı plaketi bulunduğunu ifade eden Atai,  Deniz Kapısı’na girişin hemen yan tarafında ise Venedik Dönemi’ne ait Büyük Taş Aslan durduğunu anımsattı.

 

Kentin muhteşem seyri
Mağusa Suriçi’ni ziyaret eden hemen herkesin Deniz Kapısı’na yan merdivenleri kullanarak çıktığı ve buranın Mağusa Limanı’nı, Maraş’ı ve Suriçi’ni panoramik açıdan izleyip görüntüleyebileceği eşsiz bir yer olduğuna değinen Serdar Atai, Deniz Kapısı’nın teleskoplar yerleştirilerek gözlem yapılabilecek noktalardan biri olabileceğine vurgu yaptı.

Tarihi Deniz Kapısı’nda uzun yıllardır yürütülmeye çalışılan ama yürümeyen bir restorasyon çalışması olduğundan söz eden Serdar Atai, başarısız olan bu restorasyon çalışması nedeniyle Deniz Kapısı’nın uzun yıllardır kapalı tutulduğundan yakındı.

 

Restorasyon çalışmasının tamamlanacağı söyleniyor
Serdar Atai, son dönemde Global Heritage Fund (GHF)’ın Türkiye ekibinin restorasyon çalışmasını tamamlayacağı söylendiğini belirtirken, bu söylemin bir türlü hayata geçirilemediğini dile getirdi.

Deniz Kapısı ile Othello Kalesi arasındaki tarihi surların İngiliz Dönemi’nde yer yer yıkıldığını anlatan Atai, Suriçi kentinden limana giriş-çıkışı ve demiryolu bağlantısını sağlamak üzere 3 tane yeni kapı açıldığını ancak demiryolu işletmeciliğini başlatan ve Mağusa Limanı’nı modern bir sanayi limanı şeklinde yeniden yapılandıran İngilizler’in Mağusa’nın Ortaçağ dokusuna büyük zarar verdiklerini öne sürdü.

Serdar Atai; “Hatta Osmanlıların Kıbrıs adasını ele geçirmesinden itibaren Mağusa kenti etrafında biriktirilen Ortaçağ yapılarına ait taşlar toplanıp sayıldı ve İngilizlerin Süveyş Kanalı’nı inşasında kullanılmak üzere gemilerle Mısır’a gönderildi” diye konuşarak sözlerine son verdi.