Kıbrıs kültürünü, el sanatlarına ve üretimine önem verip, yaşatan Yayla köylüleri, geçmişten gelen geleneklere sahip çıkarak, gelecek nesillere taşınmasında önemli bir rol oynuyor.

 Yayla köyünde sele, sepet, sesta ve hasır örücülüğüne gönül veren hatırı sayılır sayıdaki kişi, el emeği göz nurunu ortaya koyarak emek veriyor.

 Bu kişilerden birisi de,  yok olmaya yüz tutmuş, yakın tarihimizin en önemli tanıklarından birisi olan,  kalbur ve elek yapımı ile uğraşan Hüseyin Burat.

Hüseyin Burat, bu işi babadan öğrendiğini, eskiden halkın kalbur ve elekleri günlük hayatın önemli bir parçası olarak kullandığını anlatıyor.  Yakın tarihimizde kalburlar, gündelik yaşamın çok önemli bir gereci durumundaydı.  Susam ağartmak, buğday çalkalamak, böğrülce, fasulye hatta zeytin çalkalamak  için yaygın olarak kullanılmaktaydı.

Günümüzde ise kalbur ve eleğe, sadece hatıra eşyası olarak, meraklı  kişilerin ve turistlerin ilgi gösterdiğini vurguluyor.  Hüseyin  Burat ve yanında bu sanatı öğrenen damadı, ülkemizin farklı noktalarında düzenlenen festivallere katılarak, küçük, orta ve büyük boyda yapmış oldukları,  kalbur ve eleklerin, hem tanıtımını hem de satışını yapıyor.

 

Kalbur üzerindeki motifler
Gerek geçmişte, gerekse günümüzde, Hüseyin beyin yaptığı kalburlardaki süslemeler dikkat çekiyor.  Kalbur üzerinde, sanatkarın teker teker açtığı delikler neticesinde, muhteşem güzellikte motifler oluşuyor.  Hüseyin Burat’tan aldığım bilgiye göre, kalbur üzerindeki motifler arasında, en çok ilgi görenler şunlardır ; Kişilerin isimlerinin yazılması, çiçek motifleri, medoş lalesi ve papatya içerisine işlenen Kıbrıs haritası.

Hüseyin beyin deyişiyle ‘Zaten Kıbrıs güzel bir çiçektir. Bu yüzden çiçek motifini çok  sık kullanıyorum.’’

Bunun güzel söz üzerine başka ne söylenebilir ki... ‘’ Kıbrıs güzel bir çiçektir’’. Yeter ki, değerini bilelim…