Araştırmacı Gazeteci-Yazar Hasan Karaokçu’nun son kitabı, yakın geçmişte Kıbrıs’ta yaşayan, mistik güçleriyle bilinen Dilekkayalı Gız Mustafa’yla ilgili röportajların yer aldığı “Gız Mustafa” son günlerde Kuzey Kıbrıs’ta en çok satan kitaplar listesinin başında yer alıyor.

"Bana göre dünyanın en güzel ve değerli ülkesinde yaşıyoruz… Ülkemi ve insanını çok severim. Bu ülkede yapılacak çok şey var. Kültürel anlamda ve Kıbrıs Türk insanına yönelik kafamda çok proje vardı. Gız Mustafa ile ilgili bir araştırma yapmak 30 yıldır aklımdaydı.”

“Köylüler küçük yaştan itibaren Gız Mustafa’nın peri zaptına yakalandığına inanırdı. Büyüdü, gençlik çağına geldi nişan olmak istedi. Daha sonra olamadı. Anlatılanlara göre kendisi perilerle evliydi. Hatta ‘Görseniz, bir kızım bir oğlum var dünyalar güzeli ayakları deve ayağı gibi’ dermiş… Uçtuğunu görenler var.”


Misli KADIOĞLU

Son günlerde Kuzey Kıbrıs’ta en çok satan kitaplar arasına giren “Gız Mustafa”nın yazarı, ülkede birçok araştırma haberler ve uyuşturucu konusunda önemli gerçekleri ortaya koyan Araştırmacı Gazeteci-Yazar Hasan Karaokçu gazetemize konuk oldu. Karaokçu’yla yaşamından araştırmalarına birçok konuda sohbet ederken, son kitabı Gız Mustafa’nın kahramanı hakkında yaptığımız konuşmalarımızda tüylerimiz diken diken oldu. Mistik güçleri olan ve Kıbrıs’ın yakın geçmişine iz bırakan insanları arasında olan Dilekkaya (Aya) köyünden Gız Mustafa’yı kaleme alan Karaokçu, Kıbrıs’taki uyuşturucu gerçeğine ışık tutacak yeni araştırmalarına yer vereceği yeni kitabı içinse çalışmalarının son aşamasında.

Başarılı bir gazetecilik serüveni

1961 yılında Gönyeli’de doğan Hasan Karaokçu, ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra 1979’da Türkiye’de öğrenci olaylarının yaşandığı, Kıbrıs’tan da Türkiye’ye okumaya giden öğrencilerin öldürüldüğü dönemlere rast gelmesi nedeniyle ailesi müsaade etmediği için üniversiteye gidememiş.
“O dönemlerde ailem ‘gidip de terörist mi olacan?’ diye tepki gösterdi. Bende üniversiteye gidemedim. Askere gittim.” diyor Karaokçu.
Askerden çıkışta ise, Kıbrıs Postası gazetesindeki bir öykü yarışmasına katılıp birincilik ödülü kazandığını anlatan Karaokçu, önce Kıbrıs Postası’nda part-time çalışmış, daha sonra Yenidüzen gazetesinde… Profesyonel olarak ise gazeteciliğe başlaması 1 Mayıs 1984 yılına denk geldiğini söylüyor. 30 yılı aşkın zamandır gazetecilik yapan Hasan Karaokçu, bu konuyla ilgili bir de anısını paylaşıyor bizlerle.
“Yenidüzen’de ilk işe başlamam 1 Mayıs İşçi Bayramı’na denk geldi. Yolda kanalizasyon çalışması vardı. O gün bende işe giderken bir adam gördüm. Adam bana Lefkoşa Belediyesi’nde çalıştığını ve o gün işten durdurulduğunu söyledi. İşçi Bayramı’nda işten durdurulan bir kişinin haberinin önemli olacağını düşündüm. Gazetede haberini yaptım. Ertesi gün o dönemin Belediye Başkanı Burhan Yetkili arayıp ’sizi dava edeceğim’ dedi. Adam belediye çalışanı değilmiş ve bana yalan söylemiş. O gün her söylenene fazla güvenmemeyi öğrendim. Gazetecilikte ilk dersimi aldım.”

Yeni kitabı Yeni Yıldan önce basılacak

Hasan Karaokçu, yıllar içerisinde kendi kişisel araştırmalarını sürdürürken, ödüller de aldı. 90’lı yılların başında uyuşturucu konusunda araştırmalarına başladı ve 2000 yılında “Ölüm Büyüsü” adında bir de kitap yayınladı. Aradan geçen bu 14 yıllık süre zarfında yine uyuşturucu konusunda araştırmalarına devam eden Karaokçu, şu an 500 sayfalık bir kitabı daha yayınlamak üzerinde. Yeni yıldan önce bu konudaki kitabını da yayınlayacağını anlatan Karaokçu, “Toplumu sarsacak bilgiler ve belgelerin de içerisinde olduğu bir kitap hazırlığım var. Birçok uyuşturucu bağımlısıyla röportajım var. Ailelerin çektiği sıkıntılar var…Kıbrıs’ın uyuşturucu ticaretinde kilit noktada olmadığı söylemlerinin bana göre doğru olmadığını gösteren, geniş kapsamlı bir kitap olacak” diyor. Bu çalışmayı hazırlamanın kolay olmadığını da ekliyor. 
 

“Uyuşturucu mafyasına karşı ne kadar yaklaşacağımı kestirdim”

Hazırlık aşamasındaki, önümüzdeki günlerde çıkacak kitabı üzerine sohbet ederken Hasan Karaokçu bir konuya da değinmeden geçmiyor. Böylesine ciddi ve ‘kirli’ bir konu hakkında araştırmalar yaparken bazı kesim tarafından tepki gördüğünü de anlatıyor bizlere. Ve böyle çarpıcı sözler ediyor:
“Bir ders daha aldım. Yalnız mücadele etmeyi öğrendim. Ben uyuşturucu tacirleriyle savaş verirken arkamda beni koruyacağına inandığım kişilerden destek görmedim. Arkamda göreceğim insanlardan daha fazla korktum. Uyuşturucu mafyasına karşı ne kadar yaklaşacağımı kestirdim”.

“Ülkemi ve insanını çok severim”

Bu ciddi konudan konuşurken ve bir o kadar da cesurca davranışları hakkında düşüncelere girerken diğer yandan da Hasan Karaokçu’la son günlerde gündemde olan kitabı “Gız Mustafa”yla ilgili konuşmak için de sabırsızlanıyoruz. Sohbetimiz ilerlerken, konu Kıbrıs ve güzelliklerine kayıyor.
“Bana göre dünyanın en güzel ve değerli ülkesinde yaşıyoruz… Ülkemi ve insanını çok severim. Bu ülkede yapılacak çok şey var. Kültürel anlamda ve Kıbrıs Türk insanına yönelik kafamda çok proje vardı. Gız Mustafa ile ilgili bir araştırma yapmak 30 yıldır aklımdaydı.”

“Gız Mustafa’nın küçük yaşta peri zaptına yakalandığı inanılır”

Efsaneler üzerine bir çalışması esnasında Dilek Kayası ile ilgili araştırmalar için Dilekkaya Köyü’ne gittiğinde, Gız Mustafa’yı sorduklarını anlatan Karaokçu, ilk başlarda insanların tedirginlik yaşadığını ancak daha sonra insanların yüreklerindeki sevgi dolu Gız Mustafa’yı çıkardıklarını söyledi. Karaokçu’nun ağzından Gız Mustafa’yı dinliyoruz:

“Gız Mustafa 1910 yılında Dilekkaya’da doğdu. Fakir bir ailenin çocuğuydu, okula gidemedi. Köylüler küçük yaştan itibaren peri zaptına yakalandığına inanırdı. Büyüdü, gençlik çağına geldi nişan olmak istedi. Daha sonra olamadı. Anlatılanlara göre kendisi perilerle evliydi. Hatta ‘Görseniz, bir kızım bir oğlum var dünyalar güzeli ayakları deve ayağı gibi’ dermiş… Uçtuğunu görenler var.”

Mistik güçleri vardı…

Yaklaşık 50 kişiyle yaptığı röportajlardan derlediği kitabıyla ilgili konuştuğumuz Karaokçu, Gız Mustafa’nın mistik güçlerinden, kehanetlerinden bahsedildiğini belirtirken, Gız Mustafa’nın 1953 yılında Kıbrıs’taki büyük depremin olacağını bir hafta öncesinden bildiğini, ve bunun gibi birçok olayı da önceden haber verdiğini ifade etti. Karaokçu, Gız Mustafa’nın bir de insanlara şifa dağıtan yanı olduğunu, kendisine İngiltere’den Fransa’dan kendisine gelen ve fal baktıran insanlar olduğundan bahsetti.

Gız Mustafa’yla ilgili sohbetimiz esnasında zaman zaman tüylerimizin diken diken oldu. Gız Mustafa’nın çekildiği fotoğrafların ya yandığı, ya da fotoğrafta Gız Mustafa’nın görünmediğinin anlatıldığını söyleyen Karaokçu’nun başından da bu esrarengiz adamla ilgili ilginç olaylar geçmiş sonrasında. Bunlardan bir tanesi de Karaokçu’nun kitap tanıtım gününde ışıkların bir anda kesilip gelmiş olması, herkesler o anda hayretler içerisinde kalmış. Bir markette satışa konan raftan ısrarla Gız Mustafa’nın kitabının yere düşmesi de bu ilginç olaylardan bir tanesi. Karaokçu, kitabının çıkışının ardından da Gız Mustafa ile ilgili yeni bilgiler edindiğini ve aynı konunun devamı olabilecek bir başka kitap da çıkarabileceğini belirtti.
Karaokçu’nun Gız Mustafa kitabıyla, ülkeye mal olmuş bir değeri de bu kitapla gelecek nesillere aktarılmasına vesile oldu. Ayrıca, Karaokçu’nun bu kitabının ardından Dilekkaya Köyü’ne de ilgi arttı.