Suriye’de uzun süredir devam eden iç savaş ve ekonomik krizin etkileri halka birçok açıdan zarar vermeye devam ediyor. Ülkede sofralarda büyük yere sahip ekmekte yaşanan kriz de bu etkilerin en görünür ve acı belirtilerinden birini ortaya çıkartıyor.
Ülkede çoğu ailenin umutlarını bağladığı sübvansiyonlu ekmeklerin miktarı yarı yarıya, belki de daha fazla azaldı. Suriye hükümeti ilkbaharda sübvansiyonlu ekmek fiyatının kırmızı çizgiye ulaştığını ve artık artmayacağını vaat etmesine rağmen fiyatlar ekimden bu yana iki katı yükseldi.
Şam’da yaşayan fabrika işçisi Ebu Muhammed, iki oğluyla her gün sabahın erken saatlerinde uyanıp sırayla fırına gittiklerini söyledi. Sırada en az üç saat beklediklerini, kendisinin işe, çocuklarının okula ucu ucuna yetiştiklerini ifade etti. Günde üç ila 4 poşet ekmeğe ihtiyacı olduğunu söyleyen Ebu Muhammed, devlete ait fırından iri, düşük kaliteli ekmeklerden iki poşet alabiliyor. Özel işletmelerdeki daha kaliteli ekmekler içinse sırada daha çok beklemek zorunda kalıyor. Çaresiz hissettiğinde ve eğer bulabilirse, “kriz tacirleri” olarak adlandırdığı karaborsadaki kişilerden düşük kaliteli ekmeklere yaklaşık 3,75 TL'lik resmi fiyatın 10 katını ödüyor.
Suriye ekonomisini takip eden bir rapora göre, ülke son üç yılda yıllık ortalama 1,1 milyon tondan fazla buğday ithal etti. Bu ithalatın neredeyse tamamı Rusya’dan geliyordu fakat Koronavirüs (Covid-19) pandemisi sebebiyle kendi iç arzını korumak isteyen Rusya, ihracatı sınırlamaya başladı. Bu durum, Moskova yönetiminin ekmek krizini Şam üzerinde kontrol mekanizması olarak kullanmaya çalıştığı yönünde spekülasyonlara da yol açtı. Suriye Tahıl İşletmesi'nden bir yetkili, Rus şirketlerinin Suriye’yle yaptığı 6 sözleşmeden çekildiğini, bu yüzden buğday ithalatının neredeyse yarı yarıya azaldığını ifade etti.