İnsanların büyük çoğunluğu köleliğin ve köleleştirmenin yüzyıllar önce sona erdiğine, kölelerin gemilerle Afrika'dan Avrupa'ya veya Amerika'ya taşındığı zamanlarda kaldığına inanıyor. Bu kölelik, esaret ve insan kaçakçılığının sinematik bir resmi olarak duruyor. Gerçekte ise durum oldukça farklı.

Independent Türkçe'nin haberine göre, Birçok kölelik, esaret ve insan kaçakçılığı türü bugün halen sürüyor. Bu durum dünya çapında yaygın olarak görülüyor. Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının modern köleliğe ilişkin açıkladığı veriler takip edenleri şaşırtacak türden.

Dünya Köleliğin Kaldırılması Günü

Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre dünya çapında 40 milyondan fazla insan modern köleliğin kurbanı. Modern kölelik, zorla veya borç karşılığı çalıştırma, zorla evlendirme, insan kaçakçılığı, cinsel sömürü, çocuk işçiliği ve çocukların silahlı çatışmalarda kullanılmak üzere zorla silahlandırılması olarak karşımıza çıkıyor.

ILO’ya göre, modern kölelik aynı zamanda “tehdit, şiddet, baskı, aldatma ve gücün kötüye kullanılması gibi nedenlerle kişinin karşı koyamayacağı veya yakasını kurtaramayacağı sömürü eylemlerini” de kapsıyor.

50 milyondan fazla çocuk işçi olarak kullanılıyor. Bu, dünya çapında yaklaşık her on çocuktan birinin çocuk işçiliğine maruz kaldığı anlamına geliyor.

BM bu ve benzeri küresel sorunlar için özel bir gün belirler. BM, göz ardı edilen ve yokmuş gibi davranılan bu durum hakkında farkındalık yaratmak ve azami sayıda devlet kurumu ve sivil toplum kuruluşunu dahil ederek özellikle yoksul ülkelerde, milyonlarca insanın içerisinde bulunduğu karanlığı aydınlatacak bilgilerin paylaşılması amacıyla 2 Aralık'ı Dünya Köleliğin Kaldırılması Günü olarak belirledi. Yoksul ülkelerde kölelik neredeyse toplumların işleyişinin bir parçası olarak görülüyor.

Modern köleliğin temel biçimleri

BM kurumları ve STK'lar tarafından yayınlanan raporlar, geleneksel inanç ve geleneklerde, somutlaşan eski kölelik biçimlerinin devam ettiğini ortaya koyuyor.

Bu kölelik biçimleri, toplumlardaki en savunmasız gruplara karşı uygulanan ve uzun süredir devam eden ayrımcılıktan kaynaklanıyor. Örneğin bu gruplar alt tabakadan, aşiret azınlıklarından veya yerli halktan görülüyorlar.

ILO, zorla çalıştırmanın küresel bir sorun olduğu ve köleliğin halen sürdüğü görüşünde. Zorla veya borç karşılığı çalıştırmanın yanı sıra, küresel ekonomide ekonomik sömürü amacıyla kaçırılan göçmen işçilerin istekleri dışında sömürülmesine benzer çağdaş zorla çalıştırma biçimleri de mevcut. Ev köleliği, inşaat, gıda ve giyim sanayi, tarım ve fuhuş sektörü gibi alanlarda zorla çalıştırılmak bunlara örnek olarak gösteriliyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre her altı çocuktan biri, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 32’inci maddesinin açıkça ihlal edildiği durumda çalışıyor. Bu madde “çocuğun ekonomik sömürüden korunmasını” öngörüyor. Zira herhangi bir iş çocuk için tehlikeli olabilir, eğitimini engelleyebilir ve fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki veya sosyal gelişimine zarar verebilir.

İnsan ticareti ise tehdit veya güç kullanarak insanları işe almak, bir yerden bir yere taşımak, barındırmak veya tehditle çalışmayı kabul ettirmek anlamına geliyor.

Ürkünç veriler

Yaklaşık 40,3 milyon insan modern köleliğe maruz kalmış durumda. Bunların 24,9 milyonu zorla çalıştırılırken 15,4 milyonu ise zorla evlendiriliyor.

Dünyada her bin kişinin yüzde 5.4’ü modern köleliğin kurbanı. Modern köleliğin her 4 kurbanından biri ise çocuklar. 24,9 milyon kişiden 16 milyonu özel sektörde ev işleri, inşaat veya tarım gibi alanlarda zorla çalıştırılırken 4,8 milyon kişi de fuhuş sektöründe çalıştırılıyor. Devlet yetkilileri tarafından zorla çalıştırılanların sayısı ise 4 milyon. Kadınlar, seks işçiliği sektöründe mağdurların yüzde 99'unu, diğer sektörlerde ise yüzde 58'ini oluşturuyorlar. Bu nedenle “zorunlu çalıştırmadan” orantısız bir şekilde etkileniyorlar.