“Ay cok uzuluyaraaam. Yaziaaak.” dedi yan masada oturan yavsak agizli kadin. Yuzunden uzulup uzulemedigne dair pek bir ipucu alamadim, nitekim oldukca ‘gerilmisti’. Ama uzulen insanlar tipleri neye benzerse benzesin hep ilgimi cekmistir. Dolayisiyla, hem ilgimi cekenle ilgilenebilmek hem de yuzunun gerginligiyle gerilmemek icin sadece kulaklarimi misafir ettim sohbetlerine…

Facebook’tan almis haberi. Cin’de cocuk intiharlarinin sayisi cok yukselmis, o yuzden daha sIkI onlemler(!) aliyorlarmis. “Intihara onlem nasil aliniyormus?” demeyin. Bilmiyoruz. Yavsak agizli gergin kadin anlayamamis cunku. Dolayisiyla pek fazla bilgi veremiyor. Zaten eski haberi veriyor hanim. Coktan cikti o haberler ama fazla yanki bulmadi. O da anlayamamis ama olsun, belli ki dusunmus. Dusunmus “bir cocuk neden intihar etsin ki?” diye… “Cok uzulmus”. Bu aralar herkesin yaptigi gibi. 

Nedenini sormaya istahi olmayan ama sonucuna cok uzulen herkesin yaptigi gibi, bir sohbet arasinda, bazen de dunya meselelerine yakinligini gosterebilmek amaciyla “cok uzulmus”… ‘Gerilmis’ besbelli.  

Oysa gerilen sadece o degil. Cocuk intiharlarinin onlemek icin bir de o cocuklarin zorla calistirildigi binalarin arasina gerilen aglar var. Cozum saglam mi bilmem ama olum o cocuklar icin tek gercek cozum gibi gorunuyor besbelli. 

Durun bastan alayim, kisaca anlatayim. Yerim dar ama oynamamazlik etmeyeyim. 

“Tuketirken uretene de bir bakiver be abla!” desen agzinin tersiyle iteklerler seni. Onun icin tane tane, guzel bir dille anlatmak gerekiyor tum bunlari. Bunlardan kastim, ayakkabi, cikolata, telefon ve akliniza gelebilecek daha bircok seyin uretim sekli. En acisiysa tuketim sekli…

Nike giyebilmek icin bir ayakkabiya degerinin 10 kati odeyen insanin degerini sorgulamanin aktivistlik sayildigi bir zamanda, her seyin her renginden tuketebilmek icin sabah aksam hepimizin deliler gibi calistirildigini (kole gibi demeyecegim kolelere ayip olmasin) bir turlu farkedemeyen insanlarla konusmak zor. Siz onlardan degilsiniz, biliyorum, onun icin de size anlatiyorum.

Yoksa kim ister ki giydigi ayakkabi 70-80 saat calistirilip, saat basina 10 cent kazanan cocuklar tarafindan yapilsin? Kim ister ki eskiden sadece zenginlerin yiyebildigi cikolata simdi Mali’deki ailelerinden kacirilip (ya da aileleri tarafindan satilip) Fildisi sahillerinde calistirilan cocuk isciler (kole kelimesini nasil da yumusak kullandim) tarafindan yapilsin? Kim ister ki onlar ‘sayesinde’ cikolata degerinin 10 kat altinda fiyat bulsun ya da Isvicre’deki pahali kafelerde alici bulsun? Kim ister ki luks tuvalet kagidi niteliginde kullandigimiz IPhone uretiminde cocuk isci payina dusen…Artik onu da soylemeyeyim de moraller iyice bozulmasin.

Hayir… Hangimiz bu kadar cok calisan taraf kendisiyken, kazananin sadece sermaye sahibi olmasini ister ki? Yani kim ici acimadan diyebilir ki “biz O sermaye sahibinin saati bilmem kac liraya calisan iscileriyiz, O ise dunyanin ‘hatiri sayilir’ zenginlerinden…”?

Ucuz uretim, pahali satis politikasi kadar haksiz bir sistemin parcasi olmayi kim ister ki? Bilincli tuketim seklinin tum bu haksizliklarla savasacak tek yok oldugunu bile bile hem de…

Neyse, yavsak kadin sonunda garsona bir kakaolu kek ve kahve siparisi verdi. Girdigi bu bunalimli durumdan kurtulmasi sartti ne de olsa ve cikolata ‘herkese’ oldugu gibi O’na da mutluluk veriyordu!

Sonuc: konuyu az cok anladik. O zaman yapilmasi gereken icin ne diyelim; just do it…