Ekonominin temeli arz ve taleptir... 

   Arzı yaratmak lazım... Bunun adı üretimdir... 

   Arzı, kaliteli yaratmak lazım... 

   Arzı, ucuz yaratmak lazım... 

   Talep bulunur... 

   Bu bir “planlama” meselesidir... 

   Patates mesela...

   Bu ülkede üretilen tüm patatesi, yine bu ülkede “yerinde ihraç” edemez miyiz?

   Bence rahat ederiz... 

   Çatalköy’de yeni bir balık ve patates yani fish and chips restoranı açıldı... Sahibi, patates sıkıntısından söz etti... 

   Efendim, bizim patatesimizden chips yani kızartma olmazmış... Hadi oradan... Bu konuda, hazır ve donmuş chips veya çips dediğimiz patatesten üretiliyor... Teşvik verecekseniz, destek verecekseniz oraya yönelin.

   Narenciye mesela... 

   Bu ülkede, sadece Merit Grubu, narenciyeyi bir şekilde tüketir... Oturun, fiyatı tartışın, anlaşın... 

   Yumurta üretin... Köy yumurtası... “Free range” der İngiziler.. Organik... Beş yıldızlı oteller yedirmez mi bunu kaliteli turiste? Yedirir... 

   Bu, planlama meselesidir.

   Üzerine düşme meselesidir.

   Pazarlama, halkla ilişkiler, girişimcilik meselesidir.

   Yeşilırmak’ta çilek festivali düzenleniyor... 

   Perşembe gecesi başladı... 

   Dün ben de gittim... 

   Lefkoşa’da trafik böyle tıkanmıyor... 

   Olağanüstü bir ilgi... 

   Neden?

   Arz yaratılmış... 

   Kaliteli yaratılmış... 

   Televizyonlarla, gazetelerle, haberlerle, festivalle bu ürün tanıtılmış... 

   Yıllardır, kalitesinden herkes memnun... 

   Köylü, kendisi ilaçlı çilek korkusunu ortadan kaldırdı... 

   İnanılmaz bir ilgi vardı dün... 

   Sadece çilek mi?

   Çilek almaya gelen, toplamaya gelen, yanında, 10 dakika önce tarladan toplanmış taptaze salatalığını da alıyor... 

   Çilekle ilgili çok güzel ürünler geliştirilmiş.

   Reçeli biliyorduk, şimdi içeceği de hazırlanmış... Lokumu bile var...

   Lahana, sarma, domates.. Taptaze... İlgi mükemmel seviyede ve üç gün bu böyle gidecek... 

   Üretici, her Pazar yaşadığı keyfi, kazancı; üç gün süreyle yaşayacak.

   Arzı yarattı köylü... 

   Talep de oluştu.

   Herkes memnun mu?

   Elbette şikayetler de olacak ve vardır... 

   Ama, köy güzel... Denizi güzel... Restoranları güzel... 

   Ortada sadece devletin otoritesi azacık eksik... 

   Devlet, benzer aktiviteleri geliştirmeli... Teşvik etmeli... Üretici de tıpkı çilekte olduğu gibi başka ürünlere de yönelmeli... Lefke’de, avokado, mango, cennet hurması, zerdali, kayısı gırla... Gırla... Bir şeyler yapmak şart... Belki bazı kentlerdeki pazarlara yeni bir şekil verilmeli... Belki, Türkiye’ye satışta, Güneye satışta yeni pazarlar yaratılmalı... Hani diyorsunuz ya, “kendi içimize bakalım”... 

   Eğer, Yeşilırmak’taki çilek piyasası ve satışı, sürekli hale getirilirse, herkes kazanacak.

   Bu ülkenin insanı üretkendir, çok çalışkandır... 

   Kazanmaya başlarsa, “devlet memuru olma” hastalığından da kurtulacağız... 

   Yeşilırmak’ta dün bunları düşündüm.

   Sizlerle paylaşmak istedim... Kaliteli, ucuz ve çok çekici bir ürün... İyi pazarlama, iyi medya ilişkileri... Arz mükemmel, talep mükemmel ötesi...