“44 milyar Euro'yu hemen ödemeyeceğiz!”

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecinin başından bu yana en büyük destekçilerinden olan eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson, koşullar İngiltere adına iyileştirilene kadar, Brexit anlaşması gereği ülkesinin AB’ye ödemesi gereken 44 milyar euroluk tazminatı hemen ödemeyeceklerini açıklayarak hem siyasi pozisyonunu korudu hem de Theresa May’in Muhafazakar Parti genel başkanlığı ve başbakanlık görevlerinden istifasının ardından Başbakanlık için ismini favoriler arasında sokmayı başardı.

Johnson, Alman basın organı Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada "İyi bir anlaşmanın sonuçlanması için para hem müthiş bir çözüm, hem de müthiş bir rüşvet aracıdır" diyerek iyice akılları karıştırarak, anlaşmanın nihai bir biçimde tamamlanmamasına rağmen çekin tümünün altına imza atmayı hep tuhaf bulduğunu belirterek de aslında tutumunu netleştirmiş oldu.

Johnson'un açıklamalarının ardından, Avrupa Birliği Komisyonu Başsözcüsü Margaritis Schinas'tan Johnson'a cevap gecikmedi.

Başsözcüsü Schinas, "Herkes masada olan anlaşmayı biliyor. Tüm üye ülkeler tarafından onaylanan Brexit anlaşmasının İngiltere'de yeni başbakan seçilmesiyle değişmesi söz konusu değil." açıklamasında bulundu.

Geçtiğimiz hafta İngiltere’yi ziyaret eden Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump İngilizlere, Avrupa Birliği’ne olan borçlarını ödememe tavsiyesinde bulundu ve Boris Johnson’ın parti liderliği ve başbakanlık için mükemmel meziyetlere sahip olduğunu dile getirerek Johnson'a tam destek verdi.

Brexit süreci tam bir satranç oyunu gibi ilerlerken Avrupa Birliği, anlaşmasız Brexit durumunda herhangi bir yardım beklememeleri konusunda, AB içindeki şirketleri resmi olarak uyaracağı lobilerde konuşulmaya başlandığı gibi Financial Times gazetesinin, konuya ilişkin olarak hazırlanan bir belgeye dayandırarak yaptığı haberi de bunu destekler nitelikte.

Tüm bu gelişmeler devam ederken para piyasaları da Brexit sürecini en yakın takip edenlerden.

İngiltere Merkez Bankası Politika Yapıcısı Michael Saunders, yaptığı açıklamada, İngiltere Merkez Bankası'nın faiz artırımı yapmak için Brexit’e yönelik tüm politik belirsizliğin ortadan kalkmasını beklemek zorunda olmadığını belirtmesi önemli bir mesaj olarak algılandı.

Sauders'in verdiği mesaj İngiltere'nin gelecek 2 yılının finansal kaderi niteliğinde.

Sauders'e göre, Brexit’e dair her şey yolunda giderse ekonominin muhtemelen gelecek iki yıl içinde “kaydadeğer bir talep fazlasına” gideceği ve bunun sonucunda parasal sıkılaşmaya ihtiyaç duyulacağı yönünde.

Saunders İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 9 üyesi arasında şahinliğiyle öne çıkıyor.

Görünen odur ki Brexit süreci tam bir satranç oyunu gibi karşılıklı hamlelerle devam etse de İngiltere tam anlamıyla zaman kazanmak üzerine bir strateji yürütüyor ve bir süre daha yürütmeye devam edecek.