Bazen bazı şeylerin size anımsattığı hisler olur. İyi, kötü veya çözemediğiniz değişik hisler. Aralık ve Ocak ayları mesela. Bana göre başlayan ve biten hayatlar gibi. Ocak yeni bir başlangıcın simgesi olarak bir ayna gibi karşımızda duruyor. Koca bir yılın ardından geriye baktığım zaman Aralık ayının diğer yıllara göre çok daha erken geldiğini hissediyorum sanki.

İnsan ömrünün ne kadar kısa olduğunu düşünüyorum zaman zaman. Aynı Aralık ve Ocak ayı arasındaki mesafe gibi. Eminim sizin de böyle hissettiğiniz, aklınızdan geçirdiğiniz zaman aralıkları veya anlar olmuştur. Ve yine kendime verdiğim sözleri böyle anlarda düşünmeden edemiyorum.

Her yeni yıla adım atarken kendime verdiğim sözler oluyor. Peki kaç tanesini tutuyorum? İnanın çok değil. Sadece kendime temel olarak yaşam felsefesi aldıklarımı daha ileriye götürmeye çalışıyorum. Yeni yıl sözlerine baktığımda, çok da başarılı olmadığımı söyleyebilirim. Bundan sonra tutar mıyım? Bence tutmalıyım. Ocak ve Aralığın arasındaki mesafe çok çok kısa.

Yaşınız her kaç olursa olsun geçen yılların sizden aldıkları olduğu gibi kattıkları da vardır. Kendi adıma aldıklarına değil kattıklarına odaklanmaya çalışıyorum. Alınan ve giden gitmiştir zaten. Belki alınan ve gidenlerin artık gitme zamanı geldiği için ayrılıyorlardır. Gelenler ise yeni umutlar, ayrılanları,gidenleri saran yara bantları ve belki de geleceğimizin temelini oluşturan yapı taşları olarak güzel bir tabakta sunulmuş en sevdiğiniz yemeğin tadını alır gibi gelmiştir bizlere…

Geçmiş yıllarla şu an kendimi karşılaştırdığımda, eskiden insanlara karşı daha kırılgan olduğumu görüyorum. Yılların bana kattıkları arasında hani şu güzel tabakta sunulan “empati” var. İnsanın temeli iyilik ve sevgiyse, hoşgörü de arkadan gelmeli. Hayatın herkesi yorduğunu anlayarak, daha az kırılıyorum. Hele bizim gibi küçük bir adada insanlar daha da yorgun olduğunu düşünürsek….

Egolar ise geçmiş yıllara göre daha törpülü. Ego patlaması yaşayan insanlarla çalışmak ya da yaşamak çok zor… Sanırım en güzeli dinlememek. Bazen bana dinlemediğim için çok kızıyorlar. Ama evet gerçekten dinlemediğim grup egolarını başkasının üzerinde patlatanlar aslında.

Son cümlelerimi yazarken bir kez daha her şeyin başında sağlığı vurgulamak gerekiyor sanırım. Sağlığın yanındaysa bizi biz yapan değerler, güzellikler. 2014 yılı benim için dostlukların en güzel paylaşıldığı yıl oldu. Köklü dostluklar, sevgi bağları hayatınızda olduğu müddetçe dünyadaki bir çok insandan daha şanslı durumdasınızdır aslında. Karşılıksız, kalpten gelen gerçek sevgiler hepimizin hayatında olsun. Kıskançlıkların yerini iyi niyet, güzel bakışlar alsın. Kendimize, dünyamıza, sevdiklerimize sevgiyle, sağlıkla sarıldığımız güzel yıllar bizimle olsun. Hayatla, güzelliklerle kalın…