Yine bir uçak yolculuğu dönüşü…. Daha önce okumama rağmen rafta duran “Küçük Prens” beni oku dercesine bakıyordu sanki.

İtiraf edeyim. Her yolculuk yanıma aldığım herhangi bir kitap; çantada gidip geliyor. Kaç sayfa okudun diye sorsanız “2 sayfayı geçmez” derim. O yüzden Kıbrıs’tan giderken yanıma kitap almadım. Dönüşte; büyük  bir heyecanla kaptım “Küçük Prensi”. En okunası zaman dedim içimden. Kendimizi büyüklüğe kaptırıp; çocukluğu unuttuğumuz en okunası zaman….

Son zamanlarda dış bir gözlemci oldum. İnsanlar birbirine gerçekmiş gibi ama aslında değil. Gülermiş gibi yapıyor; içten gülmüyor. Güvenirmiş gibi yapıyor; içinden “ben senin ne olduğunu biliyorum” dercesine mırıldanıyor. Bazen kimin gerçek; kimin sahte olduğunu karıştırıyoruz. Sonra bir bakıyoruz ki; biz de bu düzene  ayak uydurmuşuz.

En aranılan şey oldu sanırım samimiyet….

Malum ülkemiz bir seçim sürecine girdi. Seçim reklamlarında aradığım ve çevremden de duyduğum en önemli şey “samimiyet”. Tek yapılması gereken normal zamanda olduğu gibi davranmak aslında. Doğal olmak; içten reklam yapmak.

Bana göre bunu başaran adaylar var. Tam tersi yaptığı reklam ve konuşmalarla halkın tepkisini çekenler de vardır. Bir seçmen olarak iş yapabilirliğin yanı sıra; insani duyguları gelişmiş, vicdanlı; manevi değerlere sahip çıkan kişilerin mecliste olması gerekiyor.Yani bütünlük taşımalı… Yapabilen, yaşatabilen, sevebilen ve düşünebilen…

Sormak lazım , bazı adaylardan telefonumuza mesaj geliyor; veya gazetede bireysel oy isteniyor. Bu kişiler bir partiye bağlı. Peki bireysel hareket edilecekse; neden bağımsız aday olmadınız? Bu yapılan parti etiğine uygun mu?

Geçenlerde bir haber okudum. Yıllardır meclisimizde çok az sayıda kadın vekil bulunmuş. Şimdi kadınların kendini gösterme zamanı. Eşitlik mi savunuyorsunuz? Buyurun bunu oylarınızda da gösterin.

Partisine bakmaksızın( hangi partiden isterse olsun); bence çok başarılı bir meclis başkanımız var.Yöneticilik işlerini inanılmaz başarıyla yerine getiren kadınlarımız var. Neden bu kadınları bakan olarak görmeyelim ki? Yanlış anlamayın sadece kadınları savunmuyorum. Ama eğer ki aklınızda kadın olduğu için “iş yapamaz” düşüncesi varsa; bu düşünce günümüzde tamamen “out”  lNe hep erkek; ne hep kadın. . Çözüm üretme becerisine sahip “BİREY”.

Ben bir “Küçük Prens” cümlesiyle bitireyim yazımı. “Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir”

 

Bunun üzerine düşünmek de sizin….