KKTC Sivil Toplum Örgütleri geçtiğimiz hafta içerisinde herkesin de bildiği gibi bir araya gelerek, iki uçak dolusu vatandaşımızla Brüksel’i ziyaret ettiler. Amaç KKTC’ye uygulanan ambargoları protesto etmekti. Ben de İngiltere Ticaret Odası Başkanı olarak KKTC’den giden kafileye destek amaçlı bu ziyarete katıldım. A

Avrupa Parlementosu önünde yapılan protestoda, İngiltere Avrupa Parlamenterleri de destek vermek için yanımızda geldiler. Oldukça başarılı bir organizsyon oldu. Fakat, Avrupa Parlementosu’nda sesimizi duyurmak için yalnızca KKTC’deki Sivil Toplum Örgütleri değil başta İngiltere’den olmak üzere Avrupa’da bulunan tüm Türk Sivil Toplum Örgütleri ile bir araya gelinerek böyle çalışmaların yapılması gerektiğine inanıyorum.

Atalarımız ‘Birlikten güç doğar’ deyimini boşuna söylememişlerdir. Avrupa Birliği’ne ne kadar protesto yürüyüşü yaparsak yapalım bizler Avrupa’da ‘Siyasi bir gücümüzün’ olduğunu göstermeden bu gibi girişimlerin başarıya ulaşacağını sanmıyorum. Bakın, İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalara göre, İngiltere’de şu anda 300 bin Kuzey Kıbrıslı Türk ve 200 bin de Türk asılı insanımız yaşamaktadır. Siyasi gücümüzü artık İngiltere’deki siyasilere gösterme zamanı gelmiştir.

Amargolar altında ezilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizi, amargolardan kurtarmanın tek yolu da İngiltere’deki Sivil Toplum Örgütlerimiz ile birlik içerisinde hareket edilmesidir. Bu şarttır.

Brükseli ziyaretimiz sırasında Otelciler Birliği Başkanı Sayın Mehmet Dolmacı, Başkan Yardımcısı Sayın Tijen Apakgün, Otelciler Birliği Genel Kordinatörü Sayın Ayşe Dönmezer ile birlikte, Avrupa Birliği Kıbrıs Masası Şefi  Michaela Di Bucci ile görüşme yaptık. 40 dakkika sürmesi planlanan görüşme tam 2 saat sürdü. Bucci, kendisine aktardığımız konuları  iki tane yardımcısı ile çok yakından ilgi göstererek dinledi. Kuzey Kıbrıs’ın gelecek yılların turist nesillerinin taleb edeceği, sürdürülebilir turizm konusunu konuştuk. Kuzey Kıbrıs’ın doğal ve kültürel varlıklarının koruması gerektiği konusunda bilgi alışverişinde bulunduk.

Avrupa Birliği’nden araştırma ve geliştirme konularında teknik destek alınmasının büyük faydaları vardır.
Fakat, defalarca KKTC’ye direk uçuşların  düzenlemesi konusunu masaya getirmemize rağmen Sayın Di Bucci ‘Bu siyasi bir konudur’ diyerek hep geçiştirmeli cevaplar verdi. Ben, diğer bir konu olan ‘Rumların Kuzey Kıbrıs’taki otellerinin bir listesini çıkarıp bu otellerle çalışılmaması için yaptıkları girişimlerin’ önüne geçmeleri gerektiğini söylediğimde de yine cevabı ayni olmuştur...

Avrupa Birliği bizim siyasi konuları siyasi arenada halletmemizi önermektedir. Kıbrıs Sorunu’nun Teknik’ değil ‘Siyasi’ bir sorun olduğunu vurgulamaktadırlar. Siyasi olan sorunu da ancak siyasi çevrelere baskı yaparak çözüme ulaştırabiliriz. İngiltere’de yaşayan 500 bin Türk’le, İngiltere Siyasi çevrelere devamlı şekilde Kuzey Kıbrıs üzerinde olan ambargoları kaldırma baskısını gerçekleştirebiliriz. Artık toparlanıp siyasi güç ile yabancı siyasiler üzerine gitme zamanı gelmiştir.
 
KKTC’deki ambargoların kaldırılması ancak böyle başarıya ulaşabilir. Siyasi güç elde etmek için gerekli parameterler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bundan sonra
siyasi gücü oluşturmak için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Sivil Toplum Örgütleri ile İngiltere’deki Sivil Toplum Örgütleri aralarında gerekili koordinasyonun oluşturulması zamanı gelmiştir. Amborgaları delmek için gelin bu koordinasyonu oluşturalım ve Kıbrıs Türkü’nün başarısını dünyaya duyuralım....