Geçtiğimiz hafta 3 kadını trafiğe kurban verdik. 8 Mart kadın haftasında 3 kadın kurban. Artan tarafik kazaları ülkemizin trafik konusunda ne halde olduğunun en belirgin ispatıdır.

KKTC de yıllardır güncelliğini koruyan bir çok aileye ateş düşüren trafik konusunu gündeme getirmek istiyorum..

Son dönemde meydana gelen kazalar kendi şeridinde seyreden araçların karşı şeride geçerek şerit değiştirmesi süretiyle meydana gelmiştir. Trafik kazalarında aklımıza ilk gelen şey cep telefonu oluyor. Evet yapılan açıklamalarda cep telefonunun kazalara sebep olduğunu gördük. Hepimiz bu hatayı yapıyoruz aslında. Hangimiz arabaya binip yola çıkarken telefonumuzu kapamayı göze alıyoruz. Araç kullanırken sosyal medayıyı takip eden insanlarla dolu yollarımız.

Diğer bir yandan ülkemize çalışmak için gelen yabancıların soldan trafiğimize alışmadan araba kullanmaları ile meydana gelen kazalar yanında yaya olarak yollarda hayatlarını kaybetmeleri.

Yıllardır trafik konusunda kendimiz sorgulamadık. Kazaların nedenleri hakkında bilimsel herhangi bir çalışma araştırma yapmadık?

Sürücülerin kazalarda hatası olmakla birlikte tabii ki diğer etkenlerde önemli. Turizm ve eğitim adası olarak ülkemizde yol güvenliğini sağlamak imajımız için çok önemli.

Kazalarda AB ortalamasının üzerine çıktık.

Sadece sürücülere suç bularak devlet olarak kendimizi aklamaya çalıştık.

Trafik siyasi ve ekonomik bir sorun onu sadece devlet hükûmetler çözebilir.

Toplu taşımacılığı çözmek gerekiyor sabahtan akşama akşamdan sabaha kadar toplu taşımacılık yapılmalı. Üniversiteli gençlerin en büyük şikayeti toplu taşımacılık konusudur.

Çok özendiğimiz AB trafik konusunda eğitime ve eğitmene çok önem veriyor.

AB’ne bakalım isterseniz. Eğitmen olabilmek için 2 yıl kursa gidiyorsunuz, kurslara lise ve üstü eğitim alan insanlar katılabiliyor. Müfredat ve kitaplar devlet tarafından basılır. Müfettişlerle denetlenir. Kaza sonrası ise hangi müfettiş ehliyeti vermişse sorgulanır..

Bugün hapishanelerimizde kazalardan dolayı hüküm almış insanlarımızla dolu... Geçtiğimiz hafta hapishaneyi ziyarete gittim. Orada gencecik kadınlarımızın, canların 4 duvar arasında yaşadıklarını bire bir tanık oldum. Kendi vicdanlarında yaşadıkları, pişmanlıkları, hayal kırıklıkları ile kaybolan aileler….. Trafik kazalarında geride kalanları ise ayrı bir inceleme konusu. Aileler dağılmakta ve çok ciddi psikolojik sağlık problemi yaşamaktadırlar. Araştırırken bulduğum bir ankette kaza sonrası kazaya neden olan kişilerin geride kalan aileleri ciddi sağlık problemleri yaşamakta ve alkol, uyuşturucu intiharlara yönelmektedir. Bu her iki taraf içinde geçerli. Biz kazaları o kadar kabullenir olduk ki artık bir şey yapmak için elimizi kımıldatma gereği duymuyoruz gibi.

Kanıksamak bu mu acaba ?